Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi ile Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere hukuksuz kayyum atanması kararının tebligatı da hukuksuz oldu.
Karara vatandaşlar, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları sert tepki gösterdi. Şirketin İstanbul, Ortaklar’daki binasına gelen polislerin kayyum atama kararını tebliğ etme yetkisinin olmadığı ortaya çıktı. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve MHP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş hukuksuz tebligata birlikte karşı çıktı. Binaya gelen polisler vatandaşların protestosuyla karşılanırken Tanal ve Karataş kararın hukuka uygun olmadığını söyleyerek polisleri durdurdu. Kendilerine verilen tebligatı kurum yönetimine teslim etmek istediklerini ifade eden polisler iki siyasetçi tarafından geri gönderildi. Hukuksuz tebligat skandalının ardından konuşan Tanal, şunları dile getirdi: “Kanunda, mahkeme veya savcılık orada tebligat yapacak memuru resmi anlamda görevlendirir yazıyor. Yani gelecek memurun elinde yetki belgesi olur. O yetki belgesiyle birlikte tebliğe çıkar. Ancak burada biz yetkilendirmeyi istediğimizde bu tebligatı ibraz edemedi. Israr edilince de emniyet yetkilisi olay yerinden ayrıldı.”
CHP, MHP ve muhalefet skandal bir kararla Koza-İpek Holding’e kayyum atanmasına sert tepki gösterdi. Kanunsuz tebliğe karşı el ele veren muhalefet partileri hukuksuzluğa karşı birlik mesajı verdi. İşte o tepkiler:
CHP’li Gök: Sulh cezalar, iktidarın silahşorudur
CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök, başsavcılığın talebi üzerine Koza İpek Grubu’na yönelik ‘kayyum’ kararı alan sulh ceza hakimliğine yüklendi. Gök, “Zaten sulh ceza hakimlikleri bu işler için kuruldu. Siyasi iktidarın özel siyasi hesaplaşmaları için kuruldu. Dolayısıyla sulh ceza hakimliklerine aslında hakimlik demek dahi mümkün değildir. Onlar siyasi iktidarın bir silahşorudur. İktidar, siyasi muhaliflerine karşı kendi savcılarını ve hakimlerini kullanarak onlar karşısında güçlenmek istemektedir. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Bütün bu hukuksuzlukların er ya da geç hesabı sorulacaktır.” dedi.
Can ve mal güvenliği kalmadı
Eski AB Bakanı Ali Haydar Konca: “Koza’ya yönelik operasyonun hiçbir hukuki gerekçesi, dayanağı, altyapısı yok. Yazık, günahtır ya. İnsanların varlıkları böyle heder edilemez. Şurada 1 Kasım’a 4-5 gün kaldı. Can güvenliğinin olmadığı yerde mal güvenliği hiç olmaz. Düşününüz muhalif olan herkesin mal varlığına yönelik bir operasyon bir saldırı var. Yani can güvenliği zaten yok.”
Doğan Grubu için de çalışma yapılıyor
DSP Genel Başkanı Masum Türker: “Bu durum, bugünkü iktidara yakın olan holdingler olmak üzere herkesin başına gelir. Üzülerek söylemeliyim, benzer bir durumu yakın bir tarihte Aydın Doğan grubuna, Doğan Holding’e de uygulamak üzere çalışma yapılmaktadır. Bütün medya gruplarının bir gün tekrar onlar da bu duruma düşebilir düşüncesiyle karşı koymaları, tepki koymaları gerekir.”
Ülke artık Deli Dumrul Türkiye’si oldu
Eski AKP İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu: “Türkiye artık Deli Dumrul Türkiye’si oldu. Mülkiyet hakkının güvence altına alınmadığı ülkede neler olabilir bundan sonra bunu tahayyül bile etmek istemiyorum. Ankara’daki bomba, yaşam hakkımızın olmadığını, güvence altında olmadığımızı gösterdi. Bu kayyum ataması da mülkiyet hakkımızın güvence altında olmadığını gösterdi.”
Özel mülkiyet hakkı, eşkıya tarafından rafa kaldırıldı
Eski AKP Ankara Milletvekili Haluk Özdalga: “İpek Grubu’na bağlı şirketlerin kayyuma devredilmesi, hukukla ilgisi olmayan, tamamen muhalifleri bertaraf etmeye ve susturmaya dönük bir gasp olayıdır. Özel mülkiyet hakkı, eşkıya tarafından rafa kaldırılmıştır. Türkiye 65 yıllık çok partili dönemi boyunca hiçbir zaman, bugünkü AKP kadar gözü kara bir demokrasi düşmanı iktidar görmedi.”
Utanç verici bir durum
BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır: “Türkiye tek parti dönemini, 27 Mayıs’ları, 12 Mart’ları yaşadı. 12 Eylül’ü bizler yaşadık. İnsan haklarının rafa kaldırıldığı, insanın değerinin, mülkiyet hakkının yok sayıldığı dönemler yaşandı. Bugün de burada çok garip, hukukun yok edildiği bir günü yaşıyoruz. Türkiye açısından utanç verici bir durumdur.”
Hukuk ve demokrasi düzeni ortadan kaldırıldı
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura: “Zulmün sonu olmuyor. Türkiye’de hukuk düzeni tamamen kalktı. Her hukuksuzluğu irtikap edebiliyorlar. Fevkalade yanlış, hatalı, hem ekonomik hem de sosyal yapı için fevkalade zararlı ama umurlarında değil. Yeter ki koltuk kalsın, çünkü iktidardan gittikleri an veya koalisyon yapacakları an başlarına gelecekleri biliyorlar.”
Haksızlığa karşı artık kimse susmamalıdır
CHP TBMM Başkan Vekili Koray Aydın: “Bir işadamından bu şekilde suç örgütü yaratmaya çalışmak, boş laflarla, delilsiz hareketlerle besleyerek buradan bir karar çıkarılmasına, herkes ‘yarın bu kime gelir, sıra kimdedir’ sorularını kendilerine sormalı. Bu işi kabullenmeyerek, bu işe en sert tepkinin verilmesi noktasında herkesin bir adım atması gerekiyor. Bu kadar haksızlığa karşı artık kimse susmamalıdır. Buna artık bir ‘dur’ denmesi lazım.”
Devlet korsanlık yapıyor
CHP Sözcüsü Haluk Koç: “Seçimlere çeyrek kala yaşadığımız tablo bir özel saray hukuku yaratılarak devletin korsanlık yapmasıdır. Tek kişinin arzusu, kin ve intikam duyguları yani Türkiye’de hem serbest ticaret alanını hem medya özgürlüğü alanını, hem siyaset alanını hem dış politika alanını esir almış durumda. Bu sorumluluk sadece bu kanunsuz talimatları veren kişiye ya da merciye ait değildir. Bu emri, talimatı veren ve bu kanunsuz talimatlara uyan alttaki bürokratik mekanizmada görev alan kişiler de aynı derecede sorumludurlar. Kanunsuz bir talimata uymak da suçtur.”
Siyasal bir gasp olayıyla karşı karşıyayız
MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz: “Son derece üzüntü verici, hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayan siyasal bir gasp olayıyla karşı karşıyayız. Daha önceden de Twitter fenomeni Fuat Avni’nin paylaşımları ile bu konu zaten gündeme gelmişti. İşin doğrusu hükümetin bu konuda kapsamlı bir çalışma yürüttüğü ve muhalif medya gruplarını etkisiz hale getirmek maksadıyla yapılmış bir uygulamadır. Hukuk içerisinde günü geldiğinde bunların hepsinin hesabının sorulacağını da herkes bilmelidir.”
Koza Grubu’na el koymak eşkıyalık ötesi
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin: “Bu tam bir hukuksuzluk. Buna eşkıyalık sistemi de demiyorum. Çünkü eşkıyalık sisteminin de kendi içinde kuralları vardır. Eşkıyalıkta düşmanını namazdayken vurmazsın. Su içerken dokunmazsın. Çocuğu ve eşiyle yan yana iken ona dokunmazsın. Maalesef eşkıyalığın ötesindeki bir sistemle karşı karşıyayız. Önce kablolar kesildi, baskılar yapıldı. Şimdi insanların mal varlıklarına el konuluyor. 1 Kasım’da bütün bu zulümler bitecek.”
Bunların müsebbipleri yargı önüne çıkarılacak
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman: “AKP ne yazık ki kantarın topuzunu kaçırdı. Muhalif hiçbir sese tahammül göstermeyen, muhalif hiçbir beyana ve duruşa neredeyse hayat hakkı tanımayan bir dayatma ile tipik bir AKP anlayışı ile karşı karşıyayız. Bu sonun başlangıcı, korkunun ecele faydası yok. Milliyetçi Hareket Partisi olarak inşallah 1 Kasım’dan sonra aziz milletimizin teveccühü ile bir sorumluluk tevdi edildiği takdirde herkes emin olsun ki bütün bu haksızlıkların ve hukuksuzlukların gereği mutlaka yerine getirilecek, bunların müsebbipleri de yargı önüne çıkarılacaktır.”
1 Kasım’da ülkenin yörüngesi belirlenecek
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal: “Hangi aklı başında insan daha dün alınmış el koyma kararını da, onun ne anlama geldiğini de bilerek altında ne yattığını görerek, ‘Bu yolda sen devam et aslanım’ demenin vicdani sorumluluğunu üstlenebilir? 1 Kasım’da bunun kararını alacağız. Bu yörünge devam ederse sonu çatışmadır. Bir sürü aklı başında insan görüyor. Ama yapamıyor bir şey. Bunu nasıl değiştireceğiz? Türkiye için seçim, en önemli misyonu bu seçimde yüklenmiş durumdadır.”
Koza İpek’e herkes sahip çıkmalı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba: Kendilerine muhalif olan insanların yatak odalarına da girerler herhalde artık. Bu kadar da olmaz. Herkesin hukuka saygısının olması gerekir. Ve Koza İpek’e herkes sahip çıkmalıdır.