CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin dış politikada yaptığı hataların bedelini tüm Türkiye’nin ödediğini söyledi. “Suriye politikası tamamen çöktü, terör ithal eder hale geldik.” diyen Kılıçdaroğlu, sınırda Rus uçağının düşürülmesini ise, “Türkiye kendi sınırlarının ihlaline izin vermez, vermemelidir.” şeklinde değerlendirdi.
ÖNGÖRÜMÜZ GERÇEKLEŞTİ; BATAKLIĞA SAPLANDIK: “Erdoğan’a 24 Ağustos 2012 tarihinde bir mektup gönderdik. ‘Dikkat edin, yanlış yapıyorsunuz, Ortadoğu bataklığına saplanan bir Türkiye o bataklıktan bedel ödemeden kurtulamaz’ dedik. ‘Biz bildiğimizi okuruz, her şeyi en iyi biz biliriz’, dediler. Bugün üzülerek söylüyorum, öngörümüz gerçekleşti.”
ERDOĞAN ŞAM’A GİDECEKTİ, 2,5 MİLYON SURİYELİ GELDİ: “Erdoğan, 5 Eylül 2012’de ‘Şam’a gidecek oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız’ demişti. 2,5 milyon Suriyeli geldi Türkiye’ye. Musul Başkonsolosluğumuz basıldı. 49 kişi rehine alındı. Rehine alanlar IŞİD terör örgütü ama IŞİD’e ‘terör örgütü’ demeye korkuyorlar. Ankara’nın göbeğinde terör estirdiler. Biz boşuna mı diyorduk size ‘Ortadoğu bataklığına Türkiye’yi sokmayın’ diye. Türkiye, terör ithal eden ülke konumuna geldi. IŞİD terörünü Türkiye’ye ithal edenler kimler?”
DAVUTOĞLU, TIR’LARDA SİLAH OLDUĞUNU İTİRAF ETTİ: “Davutoğlu, ‘MİT TIR’larına operasyon yapanlar Türkmenlerin katledilmesinden sorumludur’ diyor. Yani ‘biz silah gönderiyorduk, izin vermediler ve sorumlular’ diyor. İtiraf ediyor. Devlet yönetiminde vatandaşa yalan söylemek var mıdır? Acaba, o yalanları söylerken hiç mi vicdanınız sızlamadı sizin?”
CEVAP BEKLİYORUZ; O SİLAHLAR NEREYE GİTTİ?: “Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş de, (aynı kabineden bir bakan) ‘Yemin ediyorum, vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu. Bilerek söylüyorum, bizim o bölgeyle irtibatımız var.’ demişti. O halde o silahlar nereye gitti? Bu sorunun cevabını hep beraber bekliyoruz.”
SURİYE POLİTİKASI ÇÖKTÜ: “Bir gerçek var; Türkiye’nin Suriye politikası tamamen çökmüştür. Suriye’nin toprak bütünlüğü federatif bir yapıya doğru Suriye süratle koşmaktadır. Esed’siz çözüm, tamamen çökmüştür. Bu süreçte en büyük zararı oradaki Türkmenler gördü. Faturayı ödeyenler yine bizim soydaşlarımız.”
TÜRKİYE SINIR İHLALİNE İZİN VERMEZ, VERMEMELİ: “Türkiye, güçlü bir ülkedir. Türkiye, kendi sınırlarının ihlaline izin vermez, vermemelidir. Kendi ülkesinin çıkarlarını korumalıdır. Bir başka ülke ‘Türkiye bir şey demez’ diye bizim sınırlarımızı, toprak bütünlüğümüzü ihlal etmemelidir. Herkes bu konuda dikkatli olmalıdır.”
İKİ ÜLKE YÖNETİCİLERİNE DE SAĞDUYU ÖNERİYORUZ: “Rusya ile köklü ilişkilerimiz var. Biz nasıl kendi ülkemizin yöneticilerine sağduyu öneriyorsak, Rusya’nın yöneticilerine de sağduyu öneriyoruz. Kin ve öfkeyle ilişkiler yürümez. Oturup iki ülke de özeleştirisini yapabilmeli. Kavga iki ülkeye de zarar verir. Bölgenin de, Türkiye’nin de, Rusya’nın da savaşa tahammülü yoktur. Tam tersine, ülkeler el ele verip Suriye sorununu çözmek zorundadır.”
HER ŞEYE MAYDANOZ OLMA!: “İki başlı devlet yönetimi olmaz. Düşürülen bir uçak dolayısıyla arka arkaya açıklamalar yapılıyor. Biri diğerini yalanlayan, tutarsız açıklamalar. Nereden? Kaçak saraydan yapılıyor. Bir bekle kardeşim! Devlet böyle mi yönetilir? Bu ülkenin başbakanı var, genelkurmay başkanı var. Her şeye maydanoz olan kişi cumhurbaşkanlığı yapamaz. Yapmamalıdır. Böyle bir yönetim Türkiye’ye felaket getirir, bölgeye de felaket getirir. En ağır bedeli de Suriye’deki Türkmen kardeşlerimiz ödüyor. ‘Ben her şeyi bilirim. Ben dünyanın merkezindeki adamım’ diye yola çıkarsanız Ortadoğu’nun şamar oğlanı haline gelirsiniz.”
Reza Zarrab’ın tazminat talebine mahkemeden ret
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğ-lu’nun 8 Temmuz 2014’teki parti grup toplantısında yaptığı konuşmada kendisine hakaret edip iftirada bulunduğunu iddia eden Reza Zarrab’ın açtığı 100 bin TL’lik manevi tazminat davası reddedildi. İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, davacı Zarrab ile davalı Kılıçdaroğlu katılmazken; tarafları avukatları temsil etti. Rıza Sarraf’ın avukatı Ayten Hiçyılmaz, müvekkilinin ‘hırsızlıkla’ suçlandığını hatırlattı. Ardından, “Müvekkilim siyasetçi değildir. Sıradan bir vatandaştır. Kişilik hakları zedelenmiştir.” dedi. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik ise “Davacı kamuoyu tarafından bilinen bir kişidir. Sıradan bir vatandaş bakana 700 bin TL’lik saat almaz. İçişleri Bakanı’na telefon ederek ‘Senin altına yatarım’ cevabıyla İçişleri Bakanı aracılığıyla emniyet müdürünü görevden aldırtmaz.” diye konuştu. Hakim Zeki Ayhan, ayrıntılı kararın daha sonra açıklanacağını belirterek davanın reddine hükmetti. İSTANBUL DHA