Bu Haberler de İlgini Çekebilir
James Foley, 22 Kasım 2012’de görev yaptığı Ortadoğu bölgesinde kimliği belirsiz silahlı kişilerce kaçırılmıştı. Videoda James Foley olduğu söylenen kişi maskeli bir militan tarafından tutulurken görülüyor. Militanın İngiliz aksanıyla konuşması ve İngiltere vatandaşı olduğu iddiası ise İngiltere Başbakanı David Cameron’un tatilini yarıda kesmesine neden oldu. Daha bu olaydan bir kaç hafta önce de Avustralyalı bir çocuğun Suriye’de kopmuş bir başı tutarken görüntüsünün interdnete düşmesi, İngiltere, Avustralya ve Kanada gibi Commonwealh ülkelerinde bir takım yeni anti-terör yasalarının yeniden gözden geçirilmesi ve yeni maddeler eklenmesini gündeme getirdi.
Başbakan Tony Abbott, ülke güvenliği ve toplumun refahı için alınacak bazı tedbirler olarak nitelendirdiği yeni anti-terörizm yasası ile ilgili geçen hafta, bir dizi toplantılar yaptı. Sydney ve Melbourne’de İslam kuruluşu ve toplam temsilcileri ile cemaat liderleriyle biraya geldi. Ancak belki de Başbakan, Müslüman toplum kuruluşlarından hiç de beklenmedik bir tepki aldı. Ortak bir deklerasyon yayınlayan kuruluşlar, Abbott, hükümeti tarafından açıklanan terörle mücadele ile ilgili önerilerin haksız ve gerekçesiz olduğunu vurguladılar. Evet gerek gazeteci James Foley’in hunharca katledilmesi, gerekse de Avustralyalı eski bir terör hükümlüsü olan Khaled Sharrouf’ın oğlunun elinde kesik bir başı tutarken çekilen fotoğraf, hükümeti iyice tedirginleştirdi. Ancak bu durum; toplum temsilcilerinin görüşü alınmadan, fikir birliğine varılmadan alelacele yasalar çıkartılması, başka yanlışlara kapı aralayabilir. Avustralya özellikle Ortadoğu’ya gidecek vatandaşları için yurtdışı seyahatlerini kısıtlamaya yönelik bazı önlemler almaya başladı. Dışişleri Bakanı Julie Bishop, Irak ve Suriye’de çatışmalara katılan ve sayıları 200’ü bulan Avustralyalıların pasaportlarının da iptal edildiğini açıklamıştı. Bir kaç hafta önce de Federal Adalet Bakanı Canberra’da dini liderlerle bir araya gelmiş ve imamlar toplantı sonrası, medyanın karşısına çıkarak, Avustralya’nın ulusal çıkarları söz konusu olduğunda, her türlü desteği verecekleri sözünü ifade etmişlerdi. Bunlara rağmen yeni yasanın Müslümanları rencide edecek, şekilde hazırlanması kafalarda soru işaretlerine neden oluyor.
Avustralya İstihbarat Örgütü ASIO’nun Müdürü David Irvine’de Müslüman toplumun daha fazla dinlenmesi gerektiği kanaatinde. Irvin, Hükümetin Müslüman toplumu dinleme de başarısız olduğunu söyleyerek iyi bir iletişim kurulması için daha fazla çalışmanın gerekli olduğunu vurguladı. Hatta İslam toplumundan daha fazla kişilerin ASIO’ya katılmasını tavsiye etti. Bu bana yıllar önce Viktorya Polisi’nin düzenlediği bir basın toplantısında Emniyet Müdürünün başörtülü bir Polisi örnek vererek söylediği sözleri hatırlattı. Müdür, Emniyet Teşkilatına katılan Müslüman Bayan Polis ile ilgili olarak her toplumdan daha fazla kişilerin polis olmasını beklediklerini bu sayede o toplumların hassasiyetlerini daha iyi anlayacaklarını söylemişti.Evet aslında birlikte yaşama becerisini dünyaya kanıtlayan ve çok kültürlülüğe örnek gösterilen Avustralya’da her toplumun kendi önceliklerini, fikirlerini ve beklentilerini hükümete aksettirmeleri için imkânlar mevcut. Yeter ki, bu konuda harekete geçilip, adım atılsın. Niyetler de samimi olduktan sonra, birçok konunun müzakerelerle çözülebilir.
Yazıyı söz konusu örgütün faaliyetlerini kınayarak, en güzel cevabı veren Fethullah Gülen Hocaefendi, Suriye ve Irak’ta gerçekleştirdiği katliam ve kan donduran infazlarla gündeme gelen IŞİD örgütünün eylemlerine sert tepki gösterdi. Hocaefendi, din kisvesi altında işlenen vahşeti, kınadı. Yapılanların ‘terör’ olduğunu, faillerinin biran önce hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini vurguladı. Gülen tepkisini ‘‘Her türlü azınlık veya masum sivillere saldırı, baskı veya zulüm, Kur’an’ın elmas düsturlarına ve Efendimiz’in (sav) sünnetine tamamen zıttır. IŞİD üyeleri şayet birtakım güçlerin piyonu olarak hareket etmiyorlarsa, İslam dininin ruhunu ve onun Peygamber’ini (sav) tanımamış cahillerdir denebilir. Her ne olursa olsun, yaptıkları terördür ve böylece isimlendirilmelidir.” dedi. z.polat@zamanaustralia.com.au
