Zaman Avustralya
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
No Result
View All Result
Zaman Avustralya
No Result
View All Result
Ana Sayfa Genel Gündem

HİZMET BANA NE ÖĞRETTİ YA DA NE KAZANDIRDI?

by zmnaus
Aralık 15, 2018
in Genel Gündem, Konuk Yorum
0 0
0

Cemil Tokpınar-tr724.com

Dindar bir şehirde ve dindar bir ailede dünyaya geldim. Babam ve annem Bediüzzaman Hazretlerini tanıyıp sevmiş, Risale-i Nur’u yazıp okumuş ve namazını kılan kimselerdi. İsmimi namaz tesbihatındaki Esma-i Hüsna bölümünden hareketle vermişlerdi.

İmam hatip lisesinde ve ilâhiyat fakültesinde okudum. Küçük yaşlarda her akşam Risale derslerine gitmeye başladım. Eserleri defalarca okudum, anlamaya çalıştım ve elimden geldiğince iman hizmetinde koşturdum.

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

AKP’li ve cemaat mensubu müteahhitlerin akıbeti

AKP’li ve cemaat mensubu müteahhitlerin akıbeti

Şubat 21, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Sivil toplumu yok etmeye azmetmiş “Ahbap” devleti!

Şubat 21, 2023

Daha lise yıllarında başlayan ve ilahiyat fakültesindeyken devam eden bir derdim vardı. Evet, çocukluktan beri din eğitimi alıyor, asrın müceddidini tanıyor ve Risale-i Nur’u okuyordum. Ama sanki bir şeyler, belki de çok şeyler eksik gibiydi. İçim sıkılıyor, gönlüm daralıyor, ufkum kararıyor, istediğim aşkı, şevki bulamıyor, içimdeki bazı soruları cevaplayamıyordum.

Neydi bu sorular?

Risale-i Nur’da anlatılan aşk, şevk, ihlâs, uhuvvet, tesanüd, mesailerin tanzimi gibi hususlar nasıl gerçekleşir; bu muhteşem eserler bütün dünyaya nasıl yayılır, evrensel bir hizmet nasıl yapılır; Nur hizmetinin iman hizmetiyle birlikte hayat safhası nasıl gerçekleştirilir gibi sorular hiç aklımdan çıkmıyor, ancak doyurucu cevabı bulamıyordum.

1970’li yıllardan itibaren yaptığım araştırmalarım, okuma, dinleme ve gözlemlerim neticesinde gördüm ki, bu suallerime cevap, dertlerime deva, problemlerime çözüm Muhterem M. Fethullah Gülen Hocaefendi ve oluşturduğu hizmet idi.

Ancak içinde bulunduğum hizmet ortamı, nefis ve hislerin önüme çıkardığı engeller vardı. Farklı bir cemaatte bulunmanın verdiği rekabet, meyl-i tefevvuk ve meyl-i rüçhaniyet, tarafgirlik, enaniyet, hased gibi hastalıklarla mücadele ederek ihlâs ve hakperestlik limanına demirledim diyebilirim. Bunu yapmak için Üstadım Bediüzzaman Hazretlerini, talebelerini, eserlerini terk etmeye gerek yoktu. Tam tersine daha çok sarıldım, daha çok sevdim ve daha çok anladım. Çünkü din veya cemaat değiştirmiyordum, sadece eksiklerimi tamamlıyor, problemlerimi çözüyor, daha bir aşk ve şevkle hizmete sarılıyordum.

Bu çok uzun konuyu özetlemekle yetinerek hemen dünyaya yayılan Hizmetin bir fert olarak bana neler kazandırdığını sıralayayım:

Öncelikle hizmet hareketinin başında bulunan M. Fethullah Gülen Hocaefendi’deki mümtaz vasıflar beni derinden etkilemiş ve kendisine meftun etmişti. Şimdiye kadar tanıdığım ve sevdiğim birçok büyük zatın birkaç özelliği öne çıkıyordu. Ama Hocaefendi’de ilim, irfan, hikmet, iman, ibadet, dua, ihlâs, ahlâk, zühd, takva, aksiyon gibi özelliklerin bütün kısımları ve detaylarıyla bir arada ve ileri derecede olması, bana modelleme gayreti ve şevki vermişti.

İlim-amel birlikteliği ve dengesini öğrendim. Bilgiler dudaktan kalbe ve eylemlere yansıyordu. Hizmetteki arkadaşlarda büyük hedefler belirleyip gece gündüz koşturmayı, fedakârlığı, şevk-i mutlak içinde aşk ve ümitle hizmet etmeyi gördüm ve ben de yapmaya çalıştım.

Hocaefendi’nin Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve sahabe aşkı beni öylesine etkilemişti ki, sanki Asr-ı Sadette yaşıyormuşuz gibi, sanki onlar evimizin bir ferdi gibi bir şuur, heyecan ve duygu seli kazanıyorduk. Efendimizin (s.a.v.) Allah için ağlamayı teşvik eden hadislerini dinliyordum, ama gözümden bir damla yaş gelmiyordu. Onu tanıdıkça sohbet dinlerken, namaz kılarken veya dua ederken ağlamayı öğrenmiştim.

Hocaefendi’de ve talebelerinde müthiş bir ufuk vardı. Sürekli yeni hedefler, yeni projeler, yeni gayretler içinde çırpınıyorlar, durup dinlenmeden koşturuyorlardı. Söz gelişi, ülke içinde ve yurt dışında yardım ve kurban kesim faaliyetlerinden çok etkilenmiştim. Hizmet bana infakı, canını acıtırcasına vermeyi ve bundan zevk almayı öğretti.

Yurt içindeki hizmetlerin eğitim (dershane, yurt, lise, üniversite), yayıncılık (gazete, dergi, radyo, televizyon), iş dünyası (sanayi, ticaret, ziraat) gibi alanlarda müesseseleşerek yapılması, kalıcılık ve yaygınlaşması açısından muhteşemdi. İnsan ister istemez, ben ne yapabilirim diye çırpınmadan duramıyordu.

Allah’ım bu nasıl bir hizmet aşkıydı böyle! Toplumun hiçbir kesimi ihmal edilmiyordu. Çocuklar, gençler, yaşlılar, hanımlar, meslek grupları için özel kurumlar, vakıflar, dernekler kuruluyor ve orijinal projeler uygulanıyordu.

Ülkedeki hiçbir kesim dışlanmıyor ve birlikte yaşama azmiyle diyaloglar kuruluyor, barış ve kardeşlik köprüleri inşa ediliyordu. Liberaller, Kürtler, Alevî kesimler asla dışlanmadan kucaklanıyor, anlaşılmaya çalışılıyor ve ortak paydalarda birlikte yaşamanın mümkün olduğu vurgulanıyordu.

Kafamda yıllardır cevabını bulamadığım bir soru vardı. Nasıl oluyordu da Hizmet hareketindeki daha genç ve ilmi daha az birisi veya bir grup, çok daha bilgili ve tecrübeli bir kişiden veya gruptan daha fazla hizmet ediyordu? Cevabını Üstadımızın ilk talebesi Hulusi Yahyagil Ağabeyin şu tesbitinde buldum:

“Ben size bir şey söyleyeyim mi, bir sır vereyim mi? Nur talebesinde uhuvvet ruhu gelişmezse, o Nur Talebesinde marifet sırrı da gelişmiyor, açılmıyor. Çünkü uhuvvet, Risale-i Nurun şahs-ı manevîsinin ruh-u manevîsi hükmündedir. Uhuvvet, davanın kayyumu manasındadır. Uhuvvet ruhu çökünce, Risale-i Nur’un şahs-ı manevisine de, alakadarlık noktasında gelen füyuzat artık gelmiyor. Risale-i Nur Talebesi Risaleyi okuyor, malumatı artıyor, fakat marifeti, istikameti ve ihlâsı artmıyor.”

Demek ki, Hizmet hareketinde bulunan arkadaşlardaki kardeşlik ruhu, teslimiyet ve itaat sırrı, mesailerin tanzimi başarının temel dinamikleriydi.

Yurt dışında açılan Türk okulları muhteşem bir hizmetti. Bir yazar olarak buradaki öğrencilerden mektup aldığımda hem sevinmiş, hem şaşırmıştım. Onlar kitaplarımı Türkçe olarak okuyorlardı. Binlerce eserin Türkçeden farklı dillere çevrilmesinden daha önemli bir hizmet, insanların Türkçe öğrenmesiydi. Çünkü böylece milyonlarca eseri orijinal dilinden okutmak mümkündü. Bu ise, sadece benim için değil, bütün sanat ve edebiyat erbabı için muhteşem bir kazanımdı. Mesela, Risale-i Nur’un farklı dünya dillerine çevrilmesi büyük bir hizmetti. Ancak 180 ülkede Türkçeyi öğretip bu eserleri orijinal dilinden okutmak daha muhteşem bir hizmetti.

Yıllardır Türkçe olimpiyatlarını ağlayarak izlerdim. Daha sonra Uluslararası Dil ve Kültür Festivali olarak devam eden çalışmalar, benim gibi 40 yıldır yabancı dillerdeki müzik ve sanat yarışmalarında milletinin başarısızlığını gören birisi için mutluluk ve ümit bahşeden müjdelerdi.

Hizmet bana dertlerimi paylaşacağım bir kitle sundu. Yazdıklarımı okuyan, programlarımı izleyen, dinleyen çok seviyeli, edepli, kültürlü bir kitle. Hizmet’teki kardeşlerimize yönelik programlara 1994’te başladım, özellikle son beş yıldır radyo, TV, konferans tarzında sayısız program yaptık. Ömür boyu unutamayacağımız ve inşallah cennet bahçelerinde seyredeceğimiz nice hizmetler ve nice güzellikler paylaştık.

Ve en önemlisi hizmet beni ve ailemi “muhacir” yaptı. Belki maddî ve dünyevî çok kayıplarımız oldu. Ama bunlar hiç önemli değildi. 4 Mart 2016’da zulüm saltanatı kayyım adıyla Zaman gazetesini gasp ettiği gün, desteğe gelen kardeşlerimize kısa bir konuşma yapmıştım. Bir yerde, “Yapılan zulümlerin binde birine razı olmaktansa, çektiğimiz acıların bin katını çekmeye razıyız” demiştim. Zaman gösterdi ki, eksik söylemişim. Meğer zulümlerin milyonda birisini desteklemek yerine çektiğimizin milyon katına razı olsak değermiş.

Ümidimiz odur ki, bir gün gelecek, Rabbimiz şu anda gasp edilen bütün müesseseleri, engellenen bütün hizmetleri on, belki yüz katıyla telâfi edecek.

Yaklaşık 30-35 yıllık uzun bir maceramı niçin özetledim?

Geçmişi değerlendirip geleceğe hazırlanmak adına çok önemli olan nefis muhasebesini, her fırsatta cemaati eleştirmek şeklinde uygulayanlara; çekilen sıkıntılardan dolayı ümidi sarsılanlara; sürekli zulme maruz kaldığımız için morali bozulanlara, “Meselenin bir de bu yönü var” demek istiyorum. İnanın bu yazdıklarım, meselenin bu yönüyle ilgili çok az şeyler.

Ve “meselenin bu yönüyle” ilgili birkaç yazı daha yazmayı düşünüyorum.

 

Not: Bu yazı, Yeni Ailem dergisinin Temmuz sayısında yayınlanan yazımın biraz daha genişletilmiş halidir. Gördüğüm lüzum üzerine burada da yayınlamayı uygun buldum. CT

ShareTweetShare
Plugin Install : Subscribe Push Notification need OneSignal plugin to be installed.

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

AKP’li ve cemaat mensubu müteahhitlerin akıbeti

AKP’li ve cemaat mensubu müteahhitlerin akıbeti

Şubat 21, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Sivil toplumu yok etmeye azmetmiş “Ahbap” devleti!

Şubat 21, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Bırak artık bu rant işlerini…

Şubat 14, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Yıl 2023, gösterin büyüklüğünüzü…

Şubat 14, 2023
Yüzde 49,9

Şahsın aleyhine kampanyalar!

Şubat 6, 2023
Bir aile nasıl kurtuldu?

Bir aile nasıl kurtuldu?

Ocak 17, 2023
Daha Fazla Haber
İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

Şubat 26, 2023
Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Şubat 26, 2023
Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Şubat 26, 2023
Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Şubat 26, 2023
Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Şubat 26, 2023
Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Şubat 25, 2023

İletişim

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

 

 

 

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
  • EN

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist