Zaman Avustralya
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
No Result
View All Result
Zaman Avustralya
No Result
View All Result
Ana Sayfa Genel Gündem

MERİÇ VE EGE’DEKİ FACİALAR ÜZERİNE:ZORBA YÖNETİMLER VAHŞİ HAYVANLARDAN DAHA TEHLİKELİDİR

by zmnaus
Aralık 15, 2018
in Genel Gündem, Konuk Yorum
0 0
0

Çağrı Gümüşer-tr724.com

Konfüçyüs, talebeleri ile kırsalda gezerken iki gözü iki çeşme ağlayan bir kadına rastlar. Kadın iki oğlunu aslanların yediğini anlatınca neden şehirde yaşamadığını sorar. Kadın, şehirde zorba bir hükümdar olduğunu söyleyince, Konfüçyüs talebelerine dönerek zorba yönetimlerin vahşi hayvanlardan daha zararlı ve tehlikeli olduğu dersini verir.

17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarından sonra Erdoğan tarafından terör örgütü ilan edilen Gülen Cemaati mensuplarının büyük bir kısmı yapılan operasyonlarla tutuklanırken, bir kısmının da ölümü göze alarak Yunanistan üzerinden Avrupa ülkelerine geçtikleri bilinmekte. Bu geçiş esnasında Ege’de veya Meriç’te boğularak yaşamını yitiren insanların acı hikayeleri vicdan taşıyan herkesin yüreğini dağladı.

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

AKP’li ve cemaat mensubu müteahhitlerin akıbeti

AKP’li ve cemaat mensubu müteahhitlerin akıbeti

Şubat 21, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Sivil toplumu yok etmeye azmetmiş “Ahbap” devleti!

Şubat 21, 2023

Ancak bazılarının “bu insanlar neden ölümü göze alarak bu yola giriyor, neden kaçıyorlar” diye sormak yerine, “yargıya teslim olun, güvenin, suçunuz yoksa çıkarsınız” veya “kaçıyorlar, demek ki suçlular” demelerini hayret ve ibretle karşılıyor ve “siz hangi ülkede yaşıyorsunuz?” diyoruz.

NEDEN KAÇIYORLAR?

Bu sorunun cevabını bulabilmek için Gülen Cemaati mensuplarının Türkiye’de neye maruz kaldıklarını görmemiz gerekiyor. Hiç şüphesiz Gülen Cemaati mensupları giderek soykırım boyutuna varan bir zulüm ile karşı karşıya.

15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar geçen sürede Gülen Cemaatine yönelik operasyonlar çerçevesinde 150 binden fazla kişi gözaltına alındı, yarısından fazlası tutuklandı. Yöneltilen suçlamalar terör ve şiddet veya suç oluşturan herhangi bir eyleme ilişkin olmayıp, esasen temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına yönelik faaliyetler ve kişisel tercihlerden ibarettir. Yapılan aramalarda silahlı terör örgütünün olmazsa olmazlarından, silah ve benzeri herhangi bir suç unsuruna rastlanmadı. Polisin terör örgütlerine karşı yaptığı operasyonlarda çoğu zaman mukavemet gördüğü, hatta çatışma çıktığı haberlerini sık sık okuyoruz. Gülen cemaatine dönük operasyonların hiçbirinde en küçük bir mukavemet olmuyor. Sırf bu bile terör örgütü suçlamasının temelsizliğini gösterir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz’dan sonra “KHK olmasaydı kapatamazdık” dediği 2 binin üzerinde olan eğitim, sağlık, sendika, dernek gibi kurumlar kapatıldı. Bu kurumlarda çalışan on binlerce insan işsiz kaldı. Ardından bu kurumlarda çalışan veya hizmet alanlara karşı terör soruşturmaları açıldı. Devletin gözetimi altında faaliyet sürdüren bir okulda çalışmak, sendikaya veya bir derneğe üye olmak, silahlı terör örgütü üyeliğine delil sayıldı.

KİN VE İNTİKAM DUYGUSU İLE VERİLEN KARARLAR

Bu soruşturmalarda bir kısım hâkim-savcıların, kolluk kuvvetlerinin ve cezaevi görevlilerinin yasa hükümlerini tarafsızlık içerisinde ve âdilâne yerine getirmek yerine tamamen kin ve intikam duygusu ile hareket ettikleri gözlerden kaçmadı.

Örneğin;

  • Yasal engel bulunmasına rağmen, hamile ve lohusa kadınların tutuklanmaları, bebekleriyle birlikte cezaevine konulmaları,
  • Yeni doğum yapan kadınların doğumhane kapısından gözaltına alınmaları,
  • Ölümcül hastalığı olanların tutuklanmaları ve tahliye edilmemeleri,
  • Cezaevinde bulunan hastalara tedavi imkanının verilmemesi, hatta ilaçlarının verilmeyerek ölümlerine neden olunması,
  • Yaygın bir şekilde gözaltında işkence edilmesi, işkence sonucu öldürme, bu tür vakalarla ilgili etkin soruşturma yapılmaksızın dosyanın kapatılması,
  • Hakkında yakalama kararı olan bazı kimselerin eşlerinin “kocan gelmezse seni tutuklarız” denilerek gözaltına alınması/tutuklanması,
  • Tutuklu veya görevden ihraç olmuş kişilerin ailelerine insani yardımda bulunan kişilerin “terör örgütüne yardım” bahanesiyle tutuklanmaları,
  • Başta tutuklu yargı mensupları olmak üzere itirafçılığa zorlamak üzere tek kişilik hücrelerde tecrit ve manevi işkence uygulamaları,
  • Cemaat mensuplarına yönelik olarak koğuşlarda kapasitenin üzerinde tutuklu bulundurulması, sıcak havalarda klimadan sıcak hava verilmesi, su kesintileri gibi insan hak ve onuruyla bağdaşmayan muameleler yapılması,
  • Normalde “kravat taktı” diye cezada iyi hal indirimi yapan hakimlerin Cemaat mensuplarına karşı gerekçesiz bir şekilde üst sınırdan ceza uygulamaları…

Bu örnekler, Cemaate yönelik soruşturma ve yargılamalarda “düşman ceza hukuku”uygulaması yapıldığını, kin, nefret ve intikam duygularıyla hareket edildiğini göstermektedir. Bu durumun, yukarıda da belirtildiği üzere, siyasi iktidarın düşman gördüğünü düşman görmenin, “onlara su bile yok”, “ağaç kökü yesinler” diyecek kadar kin ve intikam yüklü siyasi iktidarla uyum içinde çalışmanın bir sonucu olarak ortaya çıktığı da açıktır.

ENGİZİSYONU ARATAN YARGI SİSTEMİ

Engizisyon yargı sistemi, işkence yöntemlerini benimseyen dini bir yargılama sistemiydi. Kilise, kendisine karşı tehdit olarak gördüğü tarikatları bu yolla ortadan kaldırmıştır. Ortaçağ koşullarındaki bu uygulamalara karşılık modern çağda Yeni Türkiye’deki yargı sistemi ve uygulamalarının Engizisyon Mahkemelerine rahmet okutacak düzeyde olduğunu söylemek abartı olmasa gerek. Siyasi iktidar ve yargı eliyle giderayak soykırıma doğru evrilen bir zulüm ile karşı karşıya kalan Cemaat mensuplarının veya bu iddia ile terör örgütü üyeliği ile suçlanan insanların neden ölümü göze alarak yurt dışına çıkmaya çalıştıkları yeterince açık.

Hal böyle iken, Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu savunan insanlar, yargı eliyle yapılan bu zulümlerden kaçan insanlara “yargıya teslim olun, güvenin, suçunuz yoksa çıkarsınız”, “kaçıyorlar, demek ki suçlular” yargısını dile getiren insanlar, ya bu gerçekleri göremeyecek kadar kör, sağır ve idrakten yoksun olmalılar, ya da zulmün bir parçası haline gelmişler. Başka hiçbir açıklaması yok.

ShareTweetShare
Plugin Install : Subscribe Push Notification need OneSignal plugin to be installed.

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

AKP’li ve cemaat mensubu müteahhitlerin akıbeti

AKP’li ve cemaat mensubu müteahhitlerin akıbeti

Şubat 21, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Sivil toplumu yok etmeye azmetmiş “Ahbap” devleti!

Şubat 21, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Bırak artık bu rant işlerini…

Şubat 14, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Yıl 2023, gösterin büyüklüğünüzü…

Şubat 14, 2023
Yüzde 49,9

Şahsın aleyhine kampanyalar!

Şubat 6, 2023
Bir aile nasıl kurtuldu?

Bir aile nasıl kurtuldu?

Ocak 17, 2023
Daha Fazla Haber
İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

Şubat 26, 2023
Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Şubat 26, 2023
Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Şubat 26, 2023
Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Şubat 26, 2023
Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Şubat 26, 2023
Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Şubat 25, 2023

İletişim

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

 

 

 

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
  • EN

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist