Darren Goodsir; ”Türkiye’de gazetecilerin hapiste tutulmalarını rahatsız edici buluyorum. Bu hapis durumunun bir an önce sona erdirilebilmesi için yapılabilecek her şeyin yapılmasını arzu ederiz. Türkiye, bazı temel prensiplerden endişe verici bir şekilde uzaklaşıyor” dedi.
ABD Kongresi’nden art arda Temsilciler Meclisi ve Senato kanatlarından ve İngiltere’den 35 milletvekilinin ortak şekilde kaleme aldığı mektuptan sonra bir çağrı da Avustralya’nın önemli medya kuruluşu olan Sydney Morning Herald ve Sun Herald Gazetelerinin Genel Yayın Yönetmeni Darren Goodsir’den geldi. Türkiye’de gazetecilerin hapiste tutulmasına tepki gösteren Genel Yayın Yönetmeni Darren Goodsir, bir dizi filminin senaryosundan dolayı Samanyolu Televizyonu Grup Başkanı Hidayet Karaca’nın, tutuklanmasını rahatsız edici bulduğunu söyledi. Hidayet Karaca’nın, 100 günü aşkın bir zamandan bu yana hapiste tutulmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Goodsir, meslektaşına destek verdi. Karaca’nın hapsine bir an önce son verilmesi için her türlü yolun denenmesi gerektiğinin altını çizen Goodsir, Türkiye’nin özgürlük prensiplerinden giderek daha fazla uzaklaştığını belirtti. Affinity Diyalog Merkezi’nde düzenlenen ‘Özgür medya, etik karar ve sosyal sorumluluk’ konulu konferansta konuşan Darren Goodsir, iktidarın medyaya yönelik baskısının endişe verici boyuta ulaştığını belirtti. Goodsir; ”Türkiye’de gazetecilerin hapiste tutulmalarını rahatsız edici ve endişe verici olarak buluyorum. Bu hapis durumunun bir an önce sona erdirilebilmesi için yapılabilecek her şeyin yapılmasını arzu ederiz. Türkiye, bazı temel prensiplerden endişe verici bir şekilde uzaklaşıyor. Bunlar, dünyada saygı duyulan özgürlük değerleridir. Bu duruma karşı, ortaya konan her türlü gayret, olumlu bir katkı anlamı taşımaktadır” dedi. Gazetecilerin hapse atılmasıyla, toplumun sesinin duyulmasının önüne geçilmeye çalışıldığını ifade eden Goodsir, gerçek demokrasilerin toplumun sesinden korkmaması gerektiğini belirtti.
GERÇEK VE GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİ TOPLUMUN SESİNDEN KORKMAZ
Darren Goodsir, “Bu gerçekten insanı çok rahatsız eden ve endişe veren bir durum. Bizim gazete olarak başka ülkelerde hapishanelere konulan, daha da kötüsü hizmet ettikleri toplumun sesi olmaları noktasında susturulan meslektaşlarımızın yaşadıkları sıkıntılara ışık tutmak noktasında gurur duyduğumuz bir tavrımız var. Gerçek ve güçlü bir demokrasi, toplumun sesinden korkmaz, endişe duymaz. Aksine toplumdaki bütün farklı seslerin duyulmasını teşvik eder. Adaletsiz ve insafsız unsurları korumak için insanları susturmaya çalışanlar, asıl sesleri zayıf olanlardır. Gazeteciler ise işlerinin hakkını verme peşindedir” diye ifade etti. Totaliter rejimlerin en belirgin özelliklerinden birinin de, insanların olayları birbiriyle kıyaslama imkanını sunan alternatif görüşleri susturmak olduğunu ifade eden Goodsir, günümüz dünyasında diktatörlerin işlerinin giderek zorlaşmaya başladığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Totaliter rejimlerde okuyucu ya da izleyici alternatif görüşlerin farkında olmuyor. Yani kendilerine ulaşan enformasyonun aslında propagandadan ibaret olduğunu bilmiyorlar. Çünkü ellerindeki bilgiyi kıyaslayabilecekleri başka bir seçenekleri yok. Ancak artık internet bu bariyeri kırmaya başladı. Totaliter rejimlerde bile insanlar, bu medya yoluyla düşüncelerini dile getirme ve tartışma imkânını buluyorlar. Bu durum ise, toplumun tamamını ‘tek ses ve tek tip’ olmasını isteyen baskıcı rejimlerin işini hayli zorlaştırıyor” diye konuştu.
Avustralya’da çok gelişmiş bir demokrasi olduğu için, medyanın toplumun sesi olma vazifesini rahatlıkla yerine getirebildiğine dikkat çeken Genel Yayın Yönetmeni Goodsir, sözlerini şöyle tamamladı; “Her şeye rağmen, basın özgürlüğünü desteklemekten ve geliştirmekten geri durmamalıyız. Sydney Morning Herald Gazetesi olarak iletişimde saygıya derinden inanıyoruz.” dedi. Sydney-Cihan