Zaman Avustralya
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
No Result
View All Result
Zaman Avustralya
No Result
View All Result
Ana Sayfa Yazarlar

Bizim ‘Öşür’ ile konuştuk

by Abdullah Aymaz
Aralık 18, 2018
in Yazarlar
0 0
0

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

Bayrâm ve Ahd-u Peymânımız

Erdoğan’a “zor” sorular

Şubat 24, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Bu deprem bize ne öğretti biliyor musunuz?

Şubat 24, 2023

Bu zehir zemberek süreçte, zâlim güçlerin “ihafe ve ızhar” (korkutma ve zarar verme) yoluyla insanları sindirdikleri bir dönemde, yiğitlik üzerine yiğitlik sergileyen bu mübarek ağabeylerimiz dimdik ayaktalar ve aşkla-şevkle hizmetleri için koşuşturuyorlar.”

BİZİM “ÖŞÜR” İLE KONUŞTUK
Zünnûn Bey telefonu uzattı. Dikkat ettim, tanıdık  bir ses… Zihnim birden eskileri gitti… Seneler önce çiftlik gibi bir yerde oturan on çocuklu mübarek bir zatın ziyaretine gitmiştik. Oğullarından birisi, kabiliyeti ile göz dolduruyordu. Öğrenci idi… Ev hizmetlerinde başarılı olacağa benziyordu. O zâta “Paramızın ve malımızın kırkta birini, tarladan kalkanın onda birini Allah için muhtaçlara vermek gerekiyor değil mi?” diye sorduk. “Elbette” dedi.  “Öyle ise bu on evlattan birisini Hizmet-i imaniye ve Kur’aniye için verebilir misin?” dedik. “Niye olmasın?” dedi. İşte bu onda birlik yani “öşür” olan yiğitti… Onun için “Ne haber öşür?” deyince, Zünnûn Bey, şöyle bir yüzüme baktı: “Ne demek? Bu öşür de nereden çıktı?” demek istiyor gibiydi. Öşür’ün mâcerasını dinledikten sonra yukarıda anlattıklarımı Zünnûn Beye ifade ettim.
Eskiden hayatını tamamen Hizmete hasretmiş “vakıflar” vardı. Zaten en büyük vakıf Üstad Bediüzzaman’ın kendisi ve çevresindeki Zübeyir Ağabey gibi muhterem Ağabeylerdi… Onların açtıkları güzel yolda hayatlarını sürdüren mübarekler vardı. Biz onlara hayranlık duyardık… 
Bunlar,  hayatlarını bu Hizmete vakfettikleri için iman ve Kur’an’a hizmet etmekten başka bir şeyi düşünmezlerdi…
Onbeş-yirmi sene önce bir “himmetlik” ile tanışmıştık. Avrupa’ya işçi olarak gelmiş. Türkiye’deki bir siyasi partinin, saygı duyulan bir üyesi olmuş… Kendi ifadesiyle takdim edecek olursak, şöyle diyordu:  “İşime, evime gidip gelirken bir apartmana girip çıkan pırıl pırıl gençler ve ellerinde Elif-bâları ve Kur’anları olan çocuklar görmeye başladım. Merakla bir gün onları takip ettim. Gittikleri  mekâna arkalarından girdim. Baktım odalarda o gençlere sohbet ediyor, o çocuklara Kur’an öğretiyorlar. O güzel halleri, ihlas ve tevazuları çok hoşuma gitti. Artık her fırsatta onlara uğruyor, onlarla olmaktan mânevî haz alıyordum. Sonra da onlara maddî-manevî destek olmaya başladım. Ama bu halimi aynı partiden olan arkadaşlarıma da söylemiyordum. Hatta kendisi hâfız-ı Kur’an olan hanımımdan bile gizli tutuyordum. Neyse bir gün dediler ki; ‘Yeni yerler tutmak, yeni kültür merkezleri kurmak için toplantı yapacağız ve  arkadaşlardan yardım isteyeceğiz. Hatta hanım ablaları da davet ediyoruz, onlardan da imkânları nisbetinde destek bekliyoruz.”
“İşte bunu fırsat bilerek o toplantıya eşimi de götürdüm. Önce erkekler bölümünden konuşmalar yapıldı ve bu maddî desteklerin yetişen neslin özümüze ve kökümüze bağlı olarak eğitilmesinin üzerinde duruldu sonra, tek tek herkese ne verebileceği soruldu. Herkes gönlünden kopanı söylüyordu. Bu konuşmalar ve söylenen miktarlar hemen yan odada toplanmış bulunan bayanlara ses ve görüntü olarak, anında aktarılıyordu… Erkekler tarafı bitince hanımlar tarafından da teker teker hepsine nasıl bir yardım yapacağı, ne vereceği soruluyor ve ismen de belirtiliyordu. Sıra benim eşime geldi. Ben heyecanla ne söyleyecek diye bekliyordum. Zaten ilk defa böyle bir yere geliyordu. 
“Dedi ki: ‘Ben ev kadınıyım. Bir işte çalışmıyorum. Yani benim taahhüt  edeceğim bir param ve imkânım yok. Ama benim sizlerin de tanıdığınız bir eşim var; işte onu Hizmete vakfediyorum. O artık bundan sonra bu güzel hizmetindir!’  Şaşırıp kalmıştım. Artık ben Hizmete  vakfedilmiş biriydim. Bizim hanım da eşini hizmete vakfetmiş bir fedâkardı. Çünkü bu basit bir söz değildi. Artık benim şahsî bir hayatım olamazdı. Dünyanın neresinde benim yapabileceğim, elimden gelen bir iş varsa, benim orada olmam gerekiyordu.”
Gerçekten bu asâlet sahibi ağabeyimiz aynen bu söze sâdık kaldı. Şu yaşında ve ameliyat geçirmiş halinde, üzerine düşen hizmetleri hiç sektirmedi…  
Bu zehir zemberek süreçte, zâlim güçlerin “ihafe ve ızhar” (korkutma ve zarar verme) yoluyla insanları sindirdikleri bir dönemde, yiğitlik üzerine yiğitlik sergileyen bu mübarek ağabeylerimiz dimdik ayaktalar ve aşkla-şevkle hizmetleri için koşuşturuyorlar.
ShareTweetShare
Plugin Install : Subscribe Push Notification need OneSignal plugin to be installed.

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

Bayrâm ve Ahd-u Peymânımız

Erdoğan’a “zor” sorular

Şubat 24, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Bu deprem bize ne öğretti biliyor musunuz?

Şubat 24, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

KGB bir soba insanlar odun, öyleyse sürekli yanmalı!

Şubat 19, 2023
Başı bağlı yandaşlar, gerçekten de ‘Diliniz KABA, yüreğiniz TAŞ, vicdanınız YALAN ’mış…

3S rejimi: Sömüren, Semiren ve Söven rejimi!

Şubat 15, 2023
KAZANANLAR, KAYBEDENLER…

Enkaz bırakıp gidecekler!

Şubat 14, 2023
Savcı değil müneccim!

Deniz Baykal; Devletçi, hizipçi, Erdoğancı…

Şubat 12, 2023
Daha Fazla Haber
İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

Şubat 26, 2023
Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Şubat 26, 2023
Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Şubat 26, 2023
Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Şubat 26, 2023
Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Şubat 26, 2023
Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Şubat 25, 2023

İletişim

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

 

 

 

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
  • EN

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist