Zaman Avustralya
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
No Result
View All Result
Zaman Avustralya
No Result
View All Result
Ana Sayfa Yazarlar

Kabe’nin Işık Yağdıran Atmosferi

by Abdullah Aymaz
Temmuz 11, 2019
in Yazarlar
0 0
0
Haset neler yaptırabilir?

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

Bayrâm ve Ahd-u Peymânımız

Erdoğan’a “zor” sorular

Şubat 24, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Bu deprem bize ne öğretti biliyor musunuz?

Şubat 24, 2023
Muhterem M. Fethullah  Gülen Hocaefendi “Kâbe” yazısına şöyle devam ediyor:
“Bu mübarek yolculuk, eski zamanlarda, atlarla, develerle yapılırdı. O devirde hacılar, Kâ’be’ye kadar yüzlerce makam, yüzlerce merkade uğrar. Enbiyâ-i İzâmın yaşadığı yerleri ziyaret eder, hayalen onlarla buluşur-görüşür… Evliya ve asfiyanın meclislerine koşar, onların aydınlık ikliminden ışık alır ve bu masmavi, mâna dolu yollarda yüzüyor gibi yolculuk yapar… Bir güzellik, bir şiir, bir romantizm banyosu almışçasına ruhunun gücüyle silahlanır, mânâ âlemlerinden gelecek varidatı duymaya hazır hâle gelir ve sonra da gidip Hakk kapısının tokmağına dokunurlardı.
Mehmet Akif Ersoy, bin bir zahmetle uzun bir yolculuktan sonra Resulullah’ın huzuruna ulaşıp aşkını dile getiren Sudan’lı’nın feryatlarını şöyle anlatıyor:
 
“Yâ Nebî, şu hâlime bak! 
Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın; 
Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın! 
Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum; 
Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum. 
“Tahammül et!” dediler… Hangi bir zamana kadar? 
Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var! 
Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak; 
Önümde durmadı artık, ne hânümân, ne ocak…
Yıkıldı hepsi… Ben aştım diyâr-ı Sûdân’ı, 
Üç ay “Tihâme!” deyip çiğnedim beyabanı. 
Kemiklerim bile yanmıştı belki sahrada; 
Yetişmeseydin eğer, yâ Muhammed, imdada: 
Eserdi kumda yüzerken serin serin nefesin; 
Akar sular gibi çağlardı her tarafta sesin! 
İrâdem olduğu gündür senin irâdene ram, 
Bir ân için bana yollarda durmak oldu haram. 
Bütün heyâkil-i hilkatle hasbıhâl ettim; 
Leyâle derdimi döktüm, cibâli söylettim! 
Yanıp tutuşmadan aylarca yummadım gözümü… 
Nücûma sor ki bu kirpikler uyku görmüş mü? 
Azâb-ı hecrine katlandım elli üç senedir… 
Sonunda alnıma çarpan bu zâlim örtü nedir? 
Beş altı sineyi hicran içinde inleterek, 
Çıkan yüreklere hüsran mı, merhamet mi gerek? 
Demir nikaabını kaldır mezâr-ı pâkinden; 
Bu hasta ruhumu artık ayırma hâkinden! 
Nedir o meş’ale? Nurun mu? Yâ Resûlallâh!… 
 
“Evet, bütün yol boyu görüp duydukları şeylerden, kalblerinde, ruhlarında hâsıl olan en derin seziş ve duyuş kabiliyetleriyle gidip Ka’be’ye ulaştıklarında, onu, başı gökler ötesi âlemlere uzanmış; oradan ziyaretçilerine bakıyor ve için için  bir iştiyakla onları bekliyor bulur ve şiddetli bir vuslat arzusuyla kendilerini onun kucağına atarlardı. Evet, onun vakarlı bir yüze benzeyen cephesini ve bu nurlu çehrenin çevresine mermerlere akseden gölgesini… göklere doğru uzayıp giden mânâsını, etrafa, ışık yağdıran atmosferini gören her gönül, kendince  bir şeyler duymaya, bu derin sîmanın arkasındaki mânâları  sezmeye ve bu mübarek yolculuğa sebep teşkil  eden gayedeki hazzı, en derin bir ibadet neşvesi içinde tanımaya başlar ve zevklerin en erişilmezine erer…
“Ka’be  bulunduğu noktaya o kadar uygundur ki, ona dikkatlice bakan herkes, bulunduğu yerle, onun ruh ve mânâsı arasındaki sımsıkı râbıtayı hemen sezebilir. Sanki o, hariçten getirilmiş rastgele malzeme ile değil de yerden fışkırıp çıkmış veya gökte melekler tarafından inşâ edilip bilâhare yeryüzüne indirilmiş gibidir. O, yanıbaşındaki, yanmış kavrulmuş, büyük-küçük dağ-tepe ve taş yığınları arasında, bir zikir halkasındaki serzâkire benzer. Çevresindeki herşey onun iniltileriyle inler, onunla yukarılara el kaldırır ve sonra sessiz onu dinlemeye koyulur. ”
Üstad Hazretleri Meyve Risalesinde şöyle diyor:
“Bu Makam Yazıldığı Zaman Kurban Bayramı Geldi… Allahü Ekber… Allahü Ekber… Allahü Ekberler… ile nev’-i  beşerin beşten birisine, üç yüz milyon  insanlara birden Allahü Ekber dedirmesi; koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde o Allahü Ekber kelme-i kudsiyesini semâvattaki seyyârat (gezegenler) arkadaşlarına işittiriyor gibi yirmi binden ziyade hacıların Arafat’ta ve Kurban Bayramında beraber birden Allahü Ekber demeleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü vesselamın bin üç yüz sene evvel Âl-i Beyti ve Sahabeleriyle söylediği ve emrettiği Allahü Ekber kelâmının bir nevi aks-i sadâsı olarak İlâhî Rubûbiyetinin  ‘Rabbü’l-Arz’  ve  ‚‘Rabbü’l-Âlemin’ azametli ünvanıyla küllî tecellisine karşı geniş ve küllî bir ubûdiyetle bir mukabeledir, diye tahayyül ve his ve kanaat ettim. ”
ShareTweetShare
Plugin Install : Subscribe Push Notification need OneSignal plugin to be installed.

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

Bayrâm ve Ahd-u Peymânımız

Erdoğan’a “zor” sorular

Şubat 24, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Bu deprem bize ne öğretti biliyor musunuz?

Şubat 24, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

KGB bir soba insanlar odun, öyleyse sürekli yanmalı!

Şubat 19, 2023
Başı bağlı yandaşlar, gerçekten de ‘Diliniz KABA, yüreğiniz TAŞ, vicdanınız YALAN ’mış…

3S rejimi: Sömüren, Semiren ve Söven rejimi!

Şubat 15, 2023
KAZANANLAR, KAYBEDENLER…

Enkaz bırakıp gidecekler!

Şubat 14, 2023
Savcı değil müneccim!

Deniz Baykal; Devletçi, hizipçi, Erdoğancı…

Şubat 12, 2023
Daha Fazla Haber
İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

Şubat 26, 2023
Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Şubat 26, 2023
Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Şubat 26, 2023
Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Şubat 26, 2023
Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Şubat 26, 2023
Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Şubat 25, 2023

İletişim

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

 

 

 

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
  • EN

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist