Zaman Avustralya
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
No Result
View All Result
Zaman Avustralya
No Result
View All Result
Ana Sayfa Avrasya

Karabağ’ın Kara Günleri! 

by Enes Cansever
Ekim 16, 2020
in Avrasya, Avustralya, Yazarlar
0 0
0
Başı bağlı yandaşlar, gerçekten de ‘Diliniz KABA, yüreğiniz TAŞ, vicdanınız YALAN ’mış…

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

Bayrâm ve Ahd-u Peymânımız

Erdoğan’a “zor” sorular

Şubat 24, 2023
İçişleri Bakanı Clare O’Neil : Avustralya göçmenlik sistemini revize edecek

İçişleri Bakanı Clare O’Neil : Avustralya göçmenlik sistemini revize edecek

Şubat 24, 2023

HAFTANIN YORUMU

 Ne yazık ki, Azerbaycan bağımsızlık gününü savaş ortamında karşılıyor.  

 Sovyetler Birliği’nin, dağılmasıyla hürriyetine kavuştu ‘Odlar Yurdu’.  

 Bu Pazar günü, 29. bağımsızlık yıl dönümünü karşılayacak.

18 Ekim 1991.  

Azeriler,  bağımsızlığın tadını  tadamadı, keyfini çıkaramadı. 

Aslında Sovyet Rusyası, Karabağı probleminden once, 20 Ocak 1990’daki katilamla bugünlerin provasını yaptı, demek daha doğru.

Şu Azerbaycan’ın tarihine geçen ‘Kara Yanvar (!)’

Sovyet Tanklarının Baku meydanında gerçekleştirdiği katliam.

Bağımsızlıktan önce Kara Yanvar, sorasında ise Karabağı’ın Kara Günleri!

Böylece  bu problemleri kucağında buldu Azeriler, bağımsızlığın ilk yıllarında.  

Savaş patlak verdiğinde doğan bebekler, şimdi 28 yaşında birer delikanlı.   

Ermenistan, bu işgalle 1 milyon Azeri’yi, kendi yurdunda mülteci (kaçkın-göçkün) durumuna düşürdü.

Ne yazık ki bu dram, hâlen devam ediyor.   

SSBC’den kalan bu miras, ne yazık ki, çok can yaktı, yakmaya devam ediyor  

Pek çok hayali karartı, umutları söndürdü.  

7’den 70’e binlerce insan, her iki taraftan hayatını kaybetti.  

Ama en can yakanı, şüphesiz Hocalı Katliamı’dır.  

Kadın, yaşlı, masum ve günahsız çocuklar dahil öldürüldü Hocalı’da.

Elçibey’in Halk Cephesi iktidarında Karabağ, en şiddetli dönemini yaşadı.  

Her gün onlarca cenaze geliyordu cephe hattından.   

Azerbaycan’ın, düzenli ve tecrübeli bir ordusu yoktu, bu nedenle sürekli ağır zayiatlar veriyordu.  

Neticede karşıda Rus tank ve tüfeği vardı.  

İlham Aliyev’in önceki gün; “Rusya, Erivan’ı ücretsiz silahlandırıyor.” ifadesi bir kez daha realiteyi ve kimin karşı cephede savaştığını ortaya koyuyor.  

Ülke yönetimine gelen Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, 1994’te Bakü ile Erivan arasında ateşkes imzaladı. 

Zira  hergün onlarca Azeri genci hayatını kaybediyordu.  

Ateşkese, arabuluculuk görevi olan, Minsk Grubu Eş Başkanlığı’nı ise; ABD, Rusya ve Fransa üstlendi.

Bu da; ‘Kuzuyu Kurt’a teslim etmek’ gibi bir şey oldu.  

Yani cephede yalnız savaşan Azerbaycan, masada yine aslında yalnız (dı).  

Bugün Rusya, Fransa ve ABD’nin Karabağ konusundaki duruşuna bakarsak, 25 yıllık süreci daha iyi anlamış oluruz.  

Ama şu bir gerçek ki; çeyrek asırlık zaman heba oldu.   

Çünkü, bir milim ilerleme kaydedilemedi, bu süre zarfında.  

Bana göre; Mink Grubu, “arabulucu” olmaktan ziyade “arabozucu” rolünü en iyi şekilde üstlenmiş durumda.    

Geçen hafta, Rusya’nın “arabuluculuğuyla” Moskova’da süren 11 saatlik müzakereden, yeniden bir ateşkes kararı çıktı. 

Yani dağ fareyi doğurdu.  

26 yıl öncesindeki noktaya dönüldü.  

Bu beş önemli nokta Karabağ’ın çözümünü zorlaştırıyor:  

Bir: Karabağ’ı, Ermeniler değil, Ruslar işgal etti. Şimdi de silah ve lojistik destekle sürdürüyor.  

Moskova’nın rızasının olmadığı bir ‘sonuç’ ne masada ne de savaşla ‘ç-ö-z-ü-l-e-m-e-y-e-c-e-k’ tir. 

 İki: AGİT Minsk Grubuna üye “arabulucu” ülkeler engel.

Üç: Komşu İran ve Fars siyaseti, Karabağ problemini kör düğüme ve daha girift hale getiriyor.  

Dört: Türkiye’nin mevcut iktidarının tutarsız dış politikası ve hamasi yaklaşımı. Kafkaslar gibi karışık bir coğrafyada, şov yapması. İç siyasete göre dünyaya mesaj verilmez. Azerbaycan toprağının yüzde 20’si hala işgal altındayken, ülkenin ikinci büyük şehri  Gence ile enerji üretm merkezi Mingeçevir ve Terter gibi şehirler,  karşı cephenin top atışlarıyla insanlar hayatını kaybederken, “Zengezuru da almak lazım” demek aptal ve ahmakça bir yaklaşımdır. Azerileri zor durumda bırakmak demektir.   

Beş: Hazar Denizi’nin ortaklarından olan Rusya ve İran, Türkiye’nin, Kafkaslar’da etkili olmasına engel.  

Bunu da  önceki gün Rusya Dışişleri Bakanı Lovrov, bir kez daha ‘Türkiye’yi masada istemedğini’ açık beyan etti.

Konuyu dağıtmamak için,  İran ile ilgili  de çok simple (basit) bir örnek vererek, geçeyim.  

2000’li yıllarda bazı Türk kanallarının çanaksız yayınından rahatsızlığından dolayı, Tahran ile Bakü arasındaki “diplomatik savaşın” yakın şahidiyim.   

Elbette Türkiye’nin, Azerbaycan’ının yanında olması lazım. 

Kaldı kı, hamasete rağmen, bugün bir şeyler yapılmaya çalışılıyorsa, AKP ve MHP’nin, siyasi dehası değil.  

Her dönemde Ankara, üstene düşeni yapmaya çalıştı.

Çünkü Azeriler hem akraba  halkı, ama aynı zamanda da stratejik ortak bir ülke.  

Zira siyasi düşüncesine bakmaksızın, Türkiye’nin Azerbaycan politikası, hiçbir dönemde değişmedi.  

Özal, Demirel, Ecevit ve hatta Sezer’in Cumhurbaşkanlığı döneminde bile.  

TC. Cumhurbaşkanlarının ilk yurt dışı ziyareti (Kıbrıs’ı) saymazsak Bakü’ye yapıldı.  

Hakeza, Elçibey ile Haydar Aliyev ve İlham Aliyev de bu geleneği sürdüregeldiler.  

Kafkas İslam Ordusu’nun, 15 Eylül 1918’de Bakü’yü işgalden kurtaran, uğurda hayatını kaybederek, Bakü Şehitliği’nde, meftun bulunan 1130 mezar.  

Cumhurbaşkanı Özal ve Demirel’in, Karabağ işgali nedeniyle 1992’den beri Ermenistan ile sınırları kapatması, diplomatik ilişkileri askıya alması…  

Özal’ın; “Ermenistan topraklarına iki üç bomba düşse ne olur, Türkiye Nahçıvan Özerk Bölgesine askerî birlik gönderse ne olur?.” sözleri…   

Dolayısıyla, Türkiye’nin adımları elbette önemli, ama Erdoğan’ı harekâtın “kahramanı” olarak görmek yanlıştır. 

Yakın ve geçmişe haksızlıktır.  

Tepkim, iktidarın Bakü’ye destek vermesi değil elbette, yapılması gerekeni şova dönüştürmesidir. 

İç politikaya yönelik külhani bir edayla, askeri ve lojistik desteği veya “Zengezuru da almak” lazım diyerek,  duyguları kabartmanın ötesine geçmeyen boş sözlerdir.  

Zengezur değil, bir grup ‘Ülküdaş’ını Gence’yi korumaya gönderse ya…

Bu sözlerim, duygusal davranan çevreleri elbette rahatsız edebilir. 

Karabağ’dan cenazelerin geldiği, kanın ve gözyaşının aktığı bir ortamda, AKP-MHP‘nin ikiyüzlülüğü ise; koca bir soru işareti olarak ortada olması, inandırıcılıktan uzak  ayrı durum. 

Ama bu sığ ve stratejiden uzak anlayışın iyi bilinmesi lazım.  AKP ve MHP’nin, Doğu Türkistan’daki Uygurlar’a yapılan zulüm karşısında ‘süt dökmüş kediye’, Karabağ’da ise; Ermenilere karşı ‘aslan’ kesilmesine, bu nedenle “münafıkça bir dış politika” diyorum.  

Doğrudur, hamasi mesajlar savaş halindeki Azerilerin gönlüne su serpiyor. 

Ama unutmamak lazım!

İçi boş  bu mesajlar, uzun vadede Azerileri uluslararası arenada  çok daha  zor durumda bırakacağını düşünüyorum.  

Kaldı ki, uzun vadeye gitmeye gerek yok.

Ankara’nın, Moskova’da masada yer almaması her şeyi anlatıyor.  

Onun için, gürültüsüz ve stratejik bir politikaya ihtiyaç var.  

Azerbaycan’ın toprakları işgal altında.  

Nokta. 

Mağdur olan taraftır. 

BM, 27 yıl önce Karabağ’ın Azerilere ait olduğunu 1994’te kabul ettiği  dört kararla bunu deklere etti. 

12 yıl önce (2008) BM Genel kurulunda bir kez daha, “Karabağ’ın işgal altında” beyanında bulundu. 

Sadece AGİT Minsk grubu tek değil, uluslararası güçler de haksız taraftan yana. 

Bunlara rağmen, dünya ülkeleri tam bir ikili standart ve ikiyüzlü siyaset yürütüyor. 

Sonuç olarak, Karabağ işgalini; “Haklılık ve meşruiyet iddiası” üzerinden süren bir mücadele olarak ifade edebiliriz.   

‘Haklı’ olan Azeriler, Ermeniler’in ise işgal ettiği bu topraklara ‘meşruiyet kazandırma’ çabasında.  

Aslında Karabağlı Ermeniler ve Azeriler, uzun yıllar barış içinde yaşadılar.   

Birbirinden kız alıp vermişler.  

Başbakanların eşlerinin Ermeni asıllı olduğunu herkes biliyor.  

Erivan’da Azeri olmasa da, Bakü’de, Sumgaytta ve Gence’de hala Ermenilerin yaşadığı bir gerçek.  

Kabul etmeliyiz ki,  bu ateş en çok Azerilerin canını yakıyor. 

Bu dün de böyleydi, bugünde öyle…  

Malı ve mülkü talan oldu, ocaklar söndü.  

Kendi ülkesinde, kaçkın (mülteci) ve göçkün (sığınmacı) oldular.   

Canını kurtaranlar ise yıllarca, bir ümitle ayakta durmaya çalıştılar.  

Yazın 50-55 derece sıcaklığın altında, çölün ortasında olan İmişli’deki tren vagonlarından oluşan odalarda, Bilesuvar ve Sabirabad’da, kışın sert ikiliminde ve çamur deryasının içinde kamışlardan oluşturulan çadır kentlerde bir ömür tükete geldiler. 

Karabağlı’ların Kara Günleri, böyle ilelebet devam mı etmeli? 

Elbette barış çerçevesinde ve adil bir çözüm diliyoruz, ama  hamaset ve iki yüzlü politikayla değil. e.cansever@zamanaustralia.com.au

ShareTweetShare
Plugin Install : Subscribe Push Notification need OneSignal plugin to be installed.

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

Bayrâm ve Ahd-u Peymânımız

Erdoğan’a “zor” sorular

Şubat 24, 2023
İçişleri Bakanı Clare O’Neil : Avustralya göçmenlik sistemini revize edecek

İçişleri Bakanı Clare O’Neil : Avustralya göçmenlik sistemini revize edecek

Şubat 24, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

Bu deprem bize ne öğretti biliyor musunuz?

Şubat 24, 2023
Bırak artık bu rant işlerini…

KGB bir soba insanlar odun, öyleyse sürekli yanmalı!

Şubat 19, 2023
Yeni Zelanda’daki Gabrielle Kasırgası’nda ölü sayısı 9’a yükseldi

Yeni Zelanda’daki Gabrielle Kasırgası’nda ölü sayısı 9’a yükseldi

Şubat 18, 2023
Başbakan  Albanese, depremzedelerin anısına açılan taziye defterini imzaladı: Acıları burada hissediyoruz

Başbakan Albanese, depremzedelerin anısına açılan taziye defterini imzaladı: Acıları burada hissediyoruz

Şubat 15, 2023
Daha Fazla Haber
İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

Şubat 26, 2023
Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Şubat 26, 2023
Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Şubat 26, 2023
Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Şubat 26, 2023
Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Şubat 26, 2023
Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Şubat 25, 2023

İletişim

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

 

 

 

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
  • EN

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist