Zaman Avustralya
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN
No Result
View All Result
Zaman Avustralya
No Result
View All Result
Ana Sayfa Röportaj

Pape: ‘Terörü İslam’la bağdaştırmak saçmalıktır’

by zmnaus
Aralık 12, 2018
in Röportaj
0 0
0

Amerikan resmi bakışına muhalif bir yaklaşım sunan Prof. Dr. Robert Pape, gün­dem oluşturacak tespitlerde bulundu. Pape, yaptığı araş­tırmada önce 1980-2003 yıl­ları arasında vuku bulan 462 intihar terör eyleminden yüzde 95’inin; çalışmasının ikinci aşamasında 2003-07 zaman diliminde gerçekleşen bin 350 canlı bomba olayla­rından da hiçbirinin İslam dini ile ilgisinin olmadığını iddia ediyor.

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

Yazar Mümtazer Türköne ilk kez konuştu: Elim kolum kelepçeliyken gördüğüm vefasızlık beni çök üzdü

Yazar Mümtazer Türköne ilk kez konuştu: Elim kolum kelepçeliyken gördüğüm vefasızlık beni çök üzdü

Ocak 28, 2023
Sanatçı Hozan Canê korkunç işkenceyi anlatmaya devam ediyor: Her yerden çığlık yükseliyor, her gece o genç kızların, ‘yapmayın’ sesleri geliyordu

Sanatçı Hozan Canê korkunç işkenceyi anlatmaya devam ediyor: Her yerden çığlık yükseliyor, her gece o genç kızların, ‘yapmayın’ sesleri geliyordu

Ocak 16, 2023

Dünya genelinde intihar terörünü sosyal, strate­jik ve psikolojik olarak inceleyen ve bu konu­da yaptığı araştırma ile Amerikan resmi bakışı­na muhalif bir yaklaşım sunan Prof. Dr. Robert Pape, gündem oluşturacak tespitlerde bulun­du. Pape, yaptığı araştırmada önce 1980-2003 yılları arasında vuku bulan 462 intihar terör ey­leminden yüzde 95’inin; çalışmasının ikinci aşamasında 2003-07 zaman diliminde gerçek­leşen bin 350 canlı bomba olaylarından da hiç­birinin İslam dini ile ilgisinin olmadığını iddia ediyor. Chicago Üniversitesi’nde siyaset bi­limcisi olan Prof. Dr. Pape, ekibi ile birlikte in­tihar eylemlerini tek tek ele alarak yaptığı araş­tırmayı 2003 yılında ‘Dying to Win’ (Ölümü­ne Kazanmak) ismi ile kitaplaştırarak neşretti. Amerikan Başkonsolosluğu’na yapılan saldırı­dan kısa bir süre önce görüştüğümüz Pape’e göre Ortadoğu’daki intihar saldırılarının en te­mel nedeni Amerikan askerî; politikası…

Öncelikle terör konusunda eğitim almış biri olmadığınız halde bu konu üzerinde neden çalıştığınızı, buna nasıl ka­rar verdiğinizi anlatır mısınız?

11 Eylül sonrası çıktığım televizyon program­larında halk da, gazeteciler de bana ‘Neden birileri bize intihar eyleminde bulunarak bin­lerce insanımızı öldürmek istemiş olabilirler? Terörün kaynağı neydi, neden başkaları biz­den bu kadar nefret eder hale geldi?’ gibi so­rular yönelttiler. Ben de bunlara cevap arama­ya koyuldum. Ben bir bilim adamıyım ve bir şey bilimsel olarak ortaya konmadan ona isim takmak bizim mesleğin özüne ters.

Araştırmalarınızda Kur’an’da terörü destekleyen bir ifade gördünüz mü?

Size şunu ifade edeyim, bu konuyla ilgili olarak yüzlerce konferansa katıldım. Kimileri İslam’ın böyle saldırıları teşvik ettiğini savunurken ki­mileri de İslam’ın özünde sevgi, kardeşlik, ba­rış gibi konuların varlığından söz etti. Ben bu ikisini de savunmuyorum. Ben diyorum ki, di­nin yoruma dayalı birçok bölümü vardır ve in­san faktörünü unutmamak gerekir. Bakın; Kur’an’ın 7. yüzyılda geldiğini hepimiz bili­yoruz, gündemimizdeki intihar eylemleri ise 1980’de başladı. İkisinin arasındaki zaman far­kına dikkat etmenizi isterim. Kur’an’ın gelişin­den bin 300 yıl sonra intihar eylemlerini des­tekliyor demek, bu aradaki zaman diliminde neden destek olmadığı sorusuna cevap vere­miyor. Kur’an’ı okuduktan ve katıldığım kon­feranslardan sonra İslam’ın intihar eylemlerine destek verdiğini savunanlara benim sorum şu oldu: ‘Kur’an’ın gelişinden neredeyse 13 yüz­yıl sonra sistemli intihar eylemleri olmaya baş­ladı. Madem Kur’an intihar eylemlerine destek veriyordu da daha önce neden böyle bir şeyler yaşanmadı?’ Bunun cevabını veremediler.

İntihar eylemlerini araştırmaya başladınız ve bu nasıl de­vam etti?

İntihar saldırılarını inceledikçe bazı bildikle­rimizin yanlış olduğunu anladım. Bu özellik­le Sri Lanka’daki Tamil Kaplanları’nda ilk ola­rak dikkatimi çekti. İntihar eylemlerini yıllara, günlere göre sıraladık. Bu işlemden sonra ey­lemleri kimlerin yaptığı, bu kişilerin geçmişle­rini de inceledik. Eylemleri ve eylemcileri sıra­ladıkça bu işin yükü daha da artmaya başla­dı. Çalışma saatlerimiz arttıkça terör eylemle­rinin dinî; içerikli olmadığını görmeye başladık.

1980 ile intihar eylemlerinde nasıl bir kırılma ya da de­ğişim yaşandı da siz bu tarihi kendinize başlangıç yaptı­nız? Yani 1980 öncesinde profesyonel bir intihar eylemi yok muydu ya da başka bir gerekçe mi vardı bu tarihi seç­menizde?

Bu tarihle birlikte intihar eylemcilerinin görev­lerinde bir yeni hedef ortaya çıktı. Buna göre artık intihar eylemcileri yalnızca kendisini öl­dürmekle kalmayacak, kendisine hedef ola­rak seçtiği her neyse onu da ortadan kaldı­racaktı. 1980 öncesine baktığımızda böyle bir anlayışın olmadığını görüyoruz. Bunun daha iyi anlaşılması için size şöyle bir örnek vere­yim. Yahudi Baruch Goldstein, Şubat 1994’te eşine bıraktığı intihar mektubunda şöyle di­yordu: “Yapmam gerekeni yapmak için gi­diyorum. Bu gidişimin dönüşü olmayacak ve seni bir daha göremeyeceğim.” Bu mektup­tan sonra Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya giden Goldstein, yanında getirdiği silahlar­la cami içinde bulunan cemaatten 29 kişiyi öl­dürdü. Bunun üzerine çevrede bulunanlar da Goldstein’ı öldürdü. Biz bunu intihar eylemi olarak değerlendirmiyoruz çünkü eylemi ile kendisi, kendi canına kıymadı. Buradaki temel ayrımlardan bir diğeri de intihar eylemcileri­nin bu kararı kendi başlarına almıyor olmala­rıdır. Yani birileri bu eylemcilere bir görev ve­riyor ve o kimse de bunu yerine getiriyor. İn­tihar eylemleri 1980 yılından itibaren terör ör­gütleri için yeni bir savaş taktiği oldu.

İntihar teröründe Amerikan basınına göre temel neden, dinin etkisi. Ama biliyorum ki siz bu görüşte değilsiniz. Siz­ce intihar terörüne temel etken nedir?

1980’den 2004 yılının başına kadar 462 intihar eylemi gerçekleştirildi. Bu eylemlerin yarısından fazlası laik (se­küler) kimseler tarafından yapıldı. Terörü besleyen ne­denlere dikkat edilecek olunursa bu sorunuzun cevabını siz de görebilirsiniz. Irak’a bir bakın, 2003 öncesi terör var mıydı bu ülkede?

1980-2003 yılları arasındaki eylemlerin çoğunluğunun se­küler kimseler tarafından yapılmasına delil olarak neyi gösterebilirsiniz?

Eylemcilerin çoğunlukla Marksist ve seküler terör örgütlerinden geldiğini kayıtlarımız or­taya koyuyor. Sri Lanka’daki Tamil Kaplanla­rı örgütüne bir bakın. Bu örgütün bugüne ka­dar yaptığı intihar terör eylemi sayısı, Hamas ve İslami Cihad’ın gerçekleştirdiği eylemlerin toplamından iki kat daha fazla.

Siz araştırmanızda intihar terörüne sebebiyet veren ne­denlerin başında ‘yabancı askerlerin varlığı’ diyorsunuz. Özellikle askerî; güç ile Müslüman toplumların dönüştürül­meye çalışılmasına tepki olarak intihar eylemlerine baş­vurulduğunu gösteriyor çalışmanız da. Yanılıyor muyum?

Size şöyle ifade edeyim bunu: 1990’da Arap yarımadasındaki Amerikan askeri sayısı­nın 10 binin üzerinde olduğunu görürsünüz geçmişe bakarsanız. Bu durumu kendilerine, İslam’a karşı yapılan bir saldırı olarak kulla­nan Usame bin Ladin, bu argümanıyla ken­dine çok taraftar toplamayı başardı. Bugün Irak için durum aynı ve 2003 yılıyla birlikte artık o bölgede terör kendine yeni bir vatan buldu. Ve kötü olan da oradan kolay kolay çı­kacak görünmüyor oluşu. Buna sebep ise he­pimizin ve de herkesin malumu; Amerikan’ın askerî; politikasıdır. Ülkelerin askerî; politika­ları bunun başlıca nedeni; bunu defaatle yi­neliyorum. Demokratik bir ülke, sorunlarını askerî; bir anlayışla çözmeye kalkarsa intihar terörüne zemin oluşturur.

Türk insanının da Amerikan politikasına tep­kisi fazla…

Aynı şeyin kendi başlarına gelebilecek ih­timali. Kültürel ya da daha açık konuşacak olursak radikallerin intihar teröründe en et­ken neden olduğunu söylersek o zaman 70 milyon nüfuslu İran’ın bu olayda en başta yer alması gerekiyordu. İran ki unutmamak ge­rek nüfus olarak hem Irak’ın hem de Suudi Arabistan’ın üç katı büyüklükte. Şimdi dikkat edin, bugüne kadar El-Kaide’nin intihar ey­lemcileri arasında bir tane İranlı yok. Ve bir şey daha, hiçbir kayıt yoktur ki İranlı birisi­nin Irak’ta intihar eyleminde bulunduğunu göstersin. Aynı şekilde Sudan’a bakın. Su­dan hükümeti bence radikaldir ve hatta Usa­me bin Ladin bu ülkede 3 yıl kadar da yaşa­mıştır. Şimdi dikkat edin, El-Kaide adına in­tihar eylemi yapan bir Sudanlı yoktur. Elim­de 1995’teki ilk El-Kaide intihar teröründen 2007 yılı sonuna kadar olanların hepsi var.

Hiç Hıristiyan birinin intihar terörü eyleminde bulunduğu olmuş mudur?

Hıristiyan bir terör örgütüne üye kimse­nin yaptığı bir eylem yok kayıtlarda. Ancak, 1980’lerde Lübnan’da düzenlen intihar ey­lemlerinin 27’si komünist-sosyalist kimseler tarafından gerçekleştirilirken 8’i aşırı İslamcı­lar ve 3’ü de Hıristiyan kimselerce yapıldı.

İntihar eylemlerini neye göre dinî;, neye göre politik ola­rak tanımladınız?

Bu eylemleri yapanların kimliklerinden yola çıkarak hangi örgütlerle bağlantıları olduk­larına, o örgütlerin yapısına, nasıl bir sosyal statüden geldiklerine baktık. Tabii eylemcile­rin bu hareketi ile neyi ifade etmek istedikle­ri, neyi amaçladıkları da bizim araştırmamız içinde yer aldı. İntihar eylemcilerinin amaçla­rı ve buna iten sebeplerin neler olduğu konu­sunda bir kargaşa yok ve oldukça açık diyebi­lirim. Sri Lanka’daki Tamil Kaplanları’na tek­rar dönecek olursak onların web sayfalarında da rahatlıkla görebilirsiniz liderin nasıl etkili olduğunu. Yine bu örgütün liderinin konuş­malarına bakarsanız bu kimselerin din ile bir ilişkilerinin olmadığını rahatlıkla tespit edebi­lirsiniz. Bu örgüt tamamen bölge milliyetçiliği ve kesin olarak seküler bir yapıya sahiptir ve dinî; bir eylemleri de yoktur.

Usame bin Ladin ve ekibi hemen her fırsatta Hıristiyan- Yahudi işbirliğinin Müslümanlara karşı olduğunu dile ge­tiriyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Ben yalnızca intihar terör eylemlerinin nere­de yapıldığını değil, nerede de yapılmadığını araştırdım. Her dış politika intihar eylemleri­ne sebebiyet verecek diye bir şey yok. Dinlerin farklı olması işgal edenle işgalci arasında terör örgütü liderlerinin işini kolaylaştırıyor, kendi­lerine daha kolay yandaş ve eylemci bulabili­yorlar. Ama intihar terörünün arkasındaki ne­den, işgal edenle işgal edilenin dinlerinin fark­lılığı değil, işgalin kendisidir. Dinlerin farklı ol­masını intihar terörünün asıl nedenleri arasın­da göstermek, doğrusu Irak’ta bugün 150 bin Amerikan askerinin orada oluşunu örtbas et­mekten öte bir şey değildir. Bir başka ilginç nokta da, her konuşmasında dünyada yaşanı­lan sorunların sebebinin İsrail olduğunu söy­leyen Usame bin Ladin, bu ülkeye yönelik bir tane eylem içinde olmadı.

Kitabınız ilk olarak 1980’den 2001 yılına kadar olan inti­har eylemlerini ele aldı. Daha sonra yanılmıyorsam 2003’e kadar uzandı ve orada mı kaldı yoksa bugüne kadar taşı­dınız mı gelişmeleri?

2003’ten sonra 2007’ye kadar olan intihar te­rör eylemlerinin araştırmasını da yaptık ve dünya genelinde belki en fazla beş eylemi kaydedememeliğimiz olmuştur. Geçtiğimiz dört yıl içinde tam bin 350 eylemin olduğu­nu tespit ettik. Yani Irak Savaşı’ndan 2007 yılı­nın sonuna kadar yapılan intihar eylemi sayı­sı, 21 yılda olanların neredeyse üç katıydı. He­nüz bu bilgileri yayınlamadık; ancak size şunu ifade edeyim ki, Amerikan askerî; politikasının dünya genelinde intihar eylemlerinin artma­sındaki etkisi yüzde 88’dir.

2003 öncesine gidecek olursak, savaş dönemine kadar Irak’ta intihar terör eylemleri ne sıklıkta görülüyordu?

Bu iyi bir soru. Size şöyle söyleyeyim, savaş öncesinde Irak’ta bir tane dahi intihar terö­rü yoktur. Irak’ın tarihinde intihar terör kay­dı yoktur 2003 yılı öncesinde. Siz Türkler ga­yet iyi bilirsiniz ki, Irak dünyanın en eski me­deniyetlerinden birisidir. İntihar terör eylemi Irak’ta ilk defa Amerikan askerinin bu ülkeye girişinden iki hafta sonra gerçekleştirilir. İki in­tihar eylemi ve ikisini de yapan kadındır. Bu kadınların hedefi ise Amerikan askerî; konvo­yu olmuştur. Irak’ta intihar eylemleri bu tarih­ten itibaren her ay katlanarak devam etmiştir 2007 yılı sonuna kadar. Irak’ta 2006 yılı içinde gerçekleştirilen intihar saldırısı 170 iken bu ra­kam geçtiğimiz yıl 346 olarak gerçekleşmiştir.

Irak’taki bu durum için sivil savaş olduğu tes­pitinde bulunursak sanırım hata etmiş olma­yız. Hayır, zaten şu anda var olan duruma işaret ettiniz. Bakın Irak’ta üç farklı grup var. Bunlardan biri Sünni, diğeri Şii ve bir diğe­ri de Kürt olmak üzere. Bunlar birbirlerini öl­dürmeye devam ediyorlar.

Bu üç etnik grup arasında intihar eylemlerini daha çok hangisi yapıyor?

Sadece Sünniler. Şiilerin veya Kürtlerin bu­güne kadar intihar saldırısında bulundukla­rı henüz görülmedi. Bu konu üzerinde düşü­nülmesini istiyorum. Bakın burada çok ince bir ayrıntı var. Eğer, intihar eylemlerinin kay­nağı din olsaydı o zaman neden Şii ve Kürt­lerin bu tür eylemde bulunmadıkları sorusu­na cevap ne olurdu? Kim söyleyebilir ki Kürt­lerin ya da Şiilerin Müslüman olmadıklarını? Bu durum bize intihar eyleminin dinî; bir ey­lem olmadığını, İslam’ın intihar eylemini teş­vik ettiği yönündeki iddiaların da doğru ol­madığını ispat ediyor.

Türkiye’den El-Kaide’nin intihar eylemlerine katılanların sayısının beklediğimden daha fazla olduğunu gördüm. Bu­nun bizim için nahoş bir durum olduğunu ifade etmek zo­rundayım. Türkiye gibi bir ülkeden El-Kaide’ye destek çık­masını neye bağlıyorsunuz?

Askerî; politikaya. Size bunu bir örnek ile açık­layayım. Özbekistan’da bakarsanız, 2002 yı­lında Amerika bu ülkede hava üssü açtı. Özbekistan’ın tarihinde ilk kez 2004 yılında ve Amerikan hava üssünün hemen yanında ilk intihar eylemi gerçekleştirildi. Amerika’nın 2005 yılında hava üssünü kaldırmasına kadar geçen sürede 5 defa intihar eylemi gerçekleş­tirildi. Hava üssünün Özbekistan’dan çıkma­sı üzerine bu ülkede intihar eylemi de durdu. Türkiye’den bazı kesimlerin El-Kaide’ye des­tek olmasının nedeni de yine Amerikan aske­rinin hemen yanı başlarında olmasıdır.

ShareTweetShare
Plugin Install : Subscribe Push Notification need OneSignal plugin to be installed.

Bu Haberler de İlgini Çekebilir

Yazar Mümtazer Türköne ilk kez konuştu: Elim kolum kelepçeliyken gördüğüm vefasızlık beni çök üzdü

Yazar Mümtazer Türköne ilk kez konuştu: Elim kolum kelepçeliyken gördüğüm vefasızlık beni çök üzdü

Ocak 28, 2023
Sanatçı Hozan Canê korkunç işkenceyi anlatmaya devam ediyor: Her yerden çığlık yükseliyor, her gece o genç kızların, ‘yapmayın’ sesleri geliyordu

Sanatçı Hozan Canê korkunç işkenceyi anlatmaya devam ediyor: Her yerden çığlık yükseliyor, her gece o genç kızların, ‘yapmayın’ sesleri geliyordu

Ocak 16, 2023
Bahadır’ın babası KHK’lı Nurettin Odabaşı: Oğlum ölüme giderken üzerinde tişörtüm vardı

Bahadır’ın babası KHK’lı Nurettin Odabaşı: Oğlum ölüme giderken üzerinde tişörtüm vardı

Ocak 15, 2023
İhraç terör Savcısı: IŞİD’lileri niye bırakmadın’ diye hakkımda yakalama kararı var

İhraç terör Savcısı: IŞİD’lileri niye bırakmadın’ diye hakkımda yakalama kararı var

Ocak 13, 2023
Deniz Kuvvetleri çalışanı, 15 Temmuz’u anlattı: Karargâhta o işkenceci Ali Türkşen, SAT personeliyle geziyordu

Deniz Kuvvetleri çalışanı, 15 Temmuz’u anlattı: Karargâhta o işkenceci Ali Türkşen, SAT personeliyle geziyordu

Kasım 20, 2022
Türkiye’nin hazin tablosu:  RTÜK inceleme başlattı, TV 5 Hakan Şükür röportajını sildi!

Türkiye’nin hazin tablosu: RTÜK inceleme başlattı, TV 5 Hakan Şükür röportajını sildi!

Kasım 9, 2022
Daha Fazla Haber
İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

İşte biz buna siyasal islamcı devlet aklı diyoruz…Kızılay’ına bak Devletini tanı

Şubat 26, 2023
Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Kızılay’ın CEO’su Deniz Feneri’nden yargılandı, beraate ilk tebrik SADAT kurumundan geldi

Şubat 26, 2023
Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Kızılay, deprem sonrası AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır satmış

Şubat 26, 2023
Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Gergerlioğlu,Sydney’deki BM toplantısından dünyaya seslendi: Bırakın hukuk devletini, devlet bile yok

Şubat 26, 2023
Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Fenerbahçe tezahüratı: Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!

Şubat 26, 2023
Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Nurdağı’nda binaları yıkılan AKP’li müteahhit Yunus Kaya tutuklandı

Şubat 25, 2023

İletişim

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

 

 

 

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
  • EN

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Yazarlar
  • Dünya
  • Politika
  • Ekonomi
  • Röportaj
  • Spor
  • Zulüm Günlüğü
  • Video Haberler
  • Diğer
    • Uzak Doğu
    • Avrasya
    • Avrupa
    • Amerika
    • Ailem
    • Teknoloji
    • Konuk Yorum
  • EN

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist