David Robson / BBC Future Yaşlanma vücudu olduğu kadar hafıza ve beyin gücünü de olumsuz etkiler. İyi çalışmaya devam edebilmesi için beynin de tıpkı makineler gibi yaşı ilerledikçe biraz bakıma ihtiyacı vardır. Ama makinelerin bakım kılavuzu gibi herhangi bir rehber bulunmuyor beyin için. Mevcut veriler ise birbiriyle çelişen ve kafa karıştıran nitelikte. Bu konudaki verileri tarayarak beyin gücünü korumanın en iyi altı yöntemini belirledik.
Yeteneklerinize güvenin
Bir odaya doğru yürüyüp içeri girerken oraya niye gittiğinizi unuttuğunuz oluyor mu? Yaş ilerledikçe hafızanın da zayıflamaya başladığını varsayarız hemen. Oysa bu sadece yaşlıların değil gençlerin de başına gelebilir.
Uzmanlar, gerçekte bir sorun olmasa da yaş ilerledikçe beyinsel becerilerimiz konusunda güven yitirdiğimizi belirtiyor. Bunun sonucu olarak dış desteklere ihtiyaç duyar, arabamızın navigasyonuna, cep telefonumuzun uyarıcısına başvurur hale geliyoruz. Oysa kendi kapasitemizi zorlamadığımız sürece zihinsel beverilerimizin düşüşünü hızlandırmış oluruz.
Kulaklarınızı koruyun
Duyularımızdan izole olmak beyni olumsuz etkiler. Örneğin işitme kaybı beyni gerekli bir uyarıcıdan mahrum bıraktığı ve dikkat konusunda ekstra yük oluşturduğu için beyindeki gri doku kaybına neden olur. Bir araştırmada, işitme kaybının altı yıllık bir dönemde algı azalması riskini yüzde 24 oranında artırdığı görüldü.
Dil ya da enstrüman öğrenin
Zihni güçlendirmek için başvurulan beyin jimnastiği programları ve bulmacaların yararları sınırlıdır. Oysa yabancı bir dil ya da yeni bir enstrüman öğrenmek beyni daha fazla çalıştıracaktır. Her iki etkinlik de birçok becerinin bir arada kullanılmasını gerektirir. Yeni notaları ve kelimeleri öğrenirken hafıza egzersizi, dikkat, duyumsal algı ve motor kontrol gibi birçok beceri devreye girer.
Bu tür etkinlikler hafızayı çevikleştirecek ve yararları ileri yaşlarda da görülecektir. Geçen yıl yapılan bir araştırmada, müzisyenlerde bunama (demans) ihtimalinin herhangi bir enstrüman çalmayan insanlara kıyasla yüzde 60 daha az olduğu görüldü. Başka bir araştırma ise yabancı bir dil konuşmanın Alzheimer hastalığını beş yıl geciktirdiğini gösteriyordu.
Abur cuburdan kaçının
Obezite beyne birçok yönden zarar verebilir. Damarlarda kolesterol birikmesi beyne giden kan akışını sınırlar ve iyi çalışması için gereken besin ve oksijenden mahrum bırakır. Ayrıca sinir hücreleri (nöronlar) insülin hormonu seviyesine karşı aşırı duyarlıdır. Düzenli bir şekilde şekerli ve yüksek kalorili gıdalarla beslenme halinde insülin sinyalleri kesintiye uğrar ve zincirleme tepkimelere ve beyinde zararlı plakların birikmesine neden olur.
Spor yapın
Aslında beyin ile beden arasında ayrım yapmak doğru değildir. Beyni korumanın en etkili yollarından biri de fiziksel aktiviteyle bedeni güçlendirmektir. Böylece beyne kan akışı artacağı gibi, sinir hücreleri arasındaki bağlantıları sağlayan proteinler de harekete geçecektir.
Sosyalleşin
Beyni korumanın en iyi yollarından biri de sosyalleşmek, kalabalığa karışmaktır. İnsanlar sosyal varlıklardır ve arkadaşlarımız ve akrabalarımızın beyni uyarıcı etkisi vardır; yeni tecrübeler denememizi, stresten ve üzüntüden kurtulmamızı sağlarlar. 70 yaşındakiler üzerinde 12 yıl boyunca yapılan bir araştırmada, sosyal olarak daha aktif olan insanlarda algı azalması ihtimalinin yüzde 70 oranında düştüğü görülmüştür. Kısacası sağlıklı beslenme, uyarıcı fiziksel aktiviteler ve iyi bir arkadaş çevresi sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmenin sırrı olduğu kadar beyin gücünü korumak açısından da önemlidir