Tarihçi- Yazar Prof. Dr. Mehmet Çelik; “Biz tarihe fazilet getiren bir milletiz. Hiçbir Avrupalı yazar veya çizer şimdiye kadar, ecdadımızın tarih boyunca başkasının namusuna, ırzına, malına el uzattı diyememiştir. Milletimize karşı düşmanlık beslemiş olsa bile, tarihimize böyle dil uzatamamıştır. Ancak içimizdeki ittihatçı zihniyetler, tarihimizi bize yanlış öğretmiş ve geçmişimizi yağmalamıştır. Bununla da kalmamış yakıp, yok etmiştir.” dedi.
İstanbul’un Fethi’nin 559.Yılı başta Türkiye’de olmak üzere yurtdışında çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Milli Görüş NSW Teşkilatı tarafından Sydney’de düzenlenen Fetih programına çok sayıda kişi katıldı. Yapılan programa, çeşitli kesimlerden oluşan katılımcılar, büyük bir ilgi gösterdi. Programın açılış konuşmasını yapan Milli Görüş Teşkilatları Avustralya Genel Başkanı Celal Varsan, geceye katılanlara teşekkür etti. Genel Başkan Varsan, İstanbul Fethi’nin, Türk tarihinde ayrı bir yere ve öneme sahip olduğunu belirtti. Teşkilat olarak, Avustralya’daki toplumun hizmetinde olduklarını söyledi. Sydney’de alınan okul yerinin en kısa zamanda eğitime başlayacağı müjdesini veren Varsan, ‘Fetih şuuruna sahip bir gençliği yetiştirme gayreti içindeyiz. “dedi. Geceye katılan Sydney Başkonsolosu Gülseren Çelik de programı düzenleyen Milli Görüş Teşkilatlarına teşekkür etti. İstanbul Fethi’nin, Türk tarihinde anlamlı bir gün olduğunu vurgulayarak, bu uğurda hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle andığını belirtti. Öte yandan İSTANBUL’un Fethi’nin tarihimizdeki yeri ve önemi konusunda bir konferans veren Tarihçi- Yazar Prof. Dr. Mehmet Çelik, ülke olarak tarihe fazilet getiren bir millet olduğumuzu belirtti. Prof. Dr. Çelik, “Biz tarihe fazilet getiren bir milletiz. Hiçbir Avrupalı yazar veya çizer şimdiye kadar, ecdadımızın tarih boyunca başkasının namusuna, ırzına, malına el uzattı diyememiştir. Milletimize karşı düşmanlık beslemiş olsa bile, tarihimize böyle dil uzatamamıştır. Ancak içimizdeki ittihatçı zihniyetler, tarihimizi bize yanlış öğretmiş ve geçmişimizi yağmalamıştır. Bununla da kalmamış yakıp, yok etmiştir.” dedi.
Cumhuriyet boyunca Osmanlı tarihinin ittihatçı zihniyetler tarafından bilinçli bir şekilde insanlara yanlış öğretildiğini belirten Mehmet Çelik, Anadolu insanının artık kendi geçmişini ve gerçek tarihini öğrenmesi ve genç nesle öğretmek zorunda olduğunu kaydetti. İstanbul’un Fethi’nin bir kuru cihangirlik kavgası, bir şehrin ele geçirilmesi, bir devlete son verilmesi veya bir şehrin zenginliklerinin yağma edilmesi davası olmadığını vurgulayan Pro. Dr. Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü ‘‘İstanbul modern dünyanın, batı dünyasının kapısıdır. İslam bütün dünyayı hedeflediği için o surlardan içeri girmiştir. Cenab-ı Hakk’ın, Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAS)’e gönderdiği o ilahi misyonu bütün insanlığa ulaştırmak için yola çıkılmış bir gayeyi hedeftir. “dedi. Ülkemizden binlerce uzaklıkta Avustralya’da İstanbul Fethi’nin böyle anlamlı bir programla hatırlanmasının çok önemli olduğunu belirten Tarihçi Yazar Çelik, 1950’lere kadar, bu kutlu günde tören yapmanın yasak olduğunu söyledi. Altı asırdan fazla cihana hükmetmiş bir imparatorluğu, iç düşmanların etkisi ve düşman devletlerin desteğiyle koca coğrafyanın Edirne ile Kars arasında sıkıştırılan bir kara parçası haline getirdiğine dikkati çeken Çelik, 1950’li yıllara kadar Fetih programlarının ülkemizde yasak olduğunu belirtti. 21 yaşında, bir çağı açıp, bir çağı kapatan Fatih Sultan Mehmet’in vefatıyla, Avrupa’daki bütün kilisilerin şükür ayinleri düzenlediğini hatırlatan Çelik, maalesef ülkemizde böyle muhteşem bir padişahın, isminin boğaz köprüsüne verilmesini bile tahammül edemeyenlerin var olduğunu söyledi. Çelik konuşmasını şöyle tamamladı; ‘‘Düşünebiliyor musunuz? Bir çağı açıp yeni bir çağı kapatan Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul’un Fethi törenleri yasaktı. Dönemin Başbakanı Rahmetli Adnan Menderes, 1953 yılında mini bir için tören yapılması için adım attı. Ancak ittihatçı zihniyetin o dönemde demokrasi kahramanı Menderes’in başına getirmediği kalmadı. 1953 yılında İstanbul’un Fethi’nin 500.Yılı kutlamaları için bu mini programın yapılmasına bile tahammül edemediler. Açın bakın o dönemde yayın yapan malum medyayı. Nasıl manşetler attığını ibretle görün. O dönemde gazeteler, günlerce ‘Laiklik elden gidiyor, Türkiye Cumhuriyeti yıkılıyor, Atatürk yok ediliyor, Osmanlı devleti diriltiliyor, İrtica hortluyor’ diyerek toplumumuzu yanılttılar. Hatta o dönemi bir taraf bırakın, yakın tarihimizde ikinci boğaz köprüsüne ‘Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ adını verelim teklifini yapan Merhum Turgut Özal,’ın bile başına getirmediklerini bırakmadı. Malum gazeteler ve ittihatçı zihniyet, Özal hakkında ‘Osmanlıyı diriltiliyor’ diyerek günlerce kampanyalar sürdürdüler. Halbuki; 21 yaşında İstanbul’u feth eden, çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet vefat ettiğinde, bütün Avrupa kilisilerinde şükür ayinleri düzenledi. “diye konuştu. İlahi, ezgi ve şiirlerin okunduğu, fetih tiyatrosunun sahnelendiği gece, mehter takımının gösterileri ile ona erdi.