Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Akgül; “Batılıların bile Peygamberimizin hayatını bu yönüyle okudukları zaman, O’nu sevmemelerine ve kabul etmemelerine rağmen, kitapların birinci sırasında yer vermek durumunda kaldıklarını görüyoruz. Önemli olan sizi seven, tanıyan, bilen ve dost olanların sizi methetmesi ve alkışlaması değil. Aksine, sizi sevmeyen hatta düşman olanların kabul etmesidir.
Kutlu Doğum haftası nedeniyle, Galaxy ve Selimiye Vakıfları, ortak bir şekilde ‘Sonsuz Nur’ konferansına ev sahipliği yaptı. Ayrı ayrı olarak, organize edilen konferansın ilki Sydney’de gerçekleşirken, Melbourne’de ise bu hafta sonra yapılacak. Geleneksel olarak her yıl Nisan ayında düzenlenen konferansa bu yıl konuşmacı olarak ise Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Akgül katıldı. Amity Koleji Spor Salonu’nda gerçekleştirilen programa, büyük ilgi gösterildi. Program, İlahiyatçı İbrahim Karaisli’nin okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. İnsanlığın övünç kaynağı olan ekmel insan, Hz. Peygamberimiz (SAV)’in doğumunun, ölümsüz doğum olduğunu söyleyen, Pof. Dr. Akgül, “Kâinata bir bahçe nazarıyla baktığımızda, o bahçenin içerisinde kokusu en güzel olan gülün, ötüşü de en güzel olan bülbülün efendimiz olduğunu görürüz. İşte bu akşam, sahili olmayan bir deryayı sizlere takdim etmek için burada bulunuyoruz“ dedi.
EFENDİMİZİN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİNDEN BİRİ ‘DOĞRU SÖZLÜ’ OLMASIDIR
Dünyada tüm kavimlere peygamber gönderildiğini, peygamberi olmayan toplulukların sorumluluk taşımadığını belirten Akgül, Hz.Muhammed (SAV)’ın, ise, Cenab-ı Allah’ın insanlığı aydınlatması için gönderdiği son elçi olduğunu kaydetti. Tarihte aklına çok güvenen, ‘Peygambere ne gerek vardı’ diyen insanların söylemlerine, felsefelerine, izmlerine bakıldığında, insanın aklının bazen insanı çeşitli çukurlara düşürdüğünü kaydeden Muhittin Akgül, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Batılılar bile Peygamberimizin hayatını bu yönüyle okudukları zaman O’nu sevmemelerine ve kabul etmemelerine rağmen, kitapların birinci sırasında yer vermek durumunda kaldıklarını görüyoruz. Önemli olan sizi seven, tanıyan, bilen ve dost olanların sizi methetmesi ve alkışlaması değil. Aksine sizi sevmeyen hatta düşman olanların kabul etmesidir. Kâinatın Efendisi’nin en önemli özelliklerinden biri de, budur. Dolayısıyla, Peygamberimizi ne kadar seversek sevelim, ne kadar yüceltirsek yüceltelim, hiç bir zaman O’nu insan olmanın ötesine taşımayız. Bundan dolayı da Peygamberimizi sevmemiz, bizim dinimizin derinliğini gösterir. Allah katındaki büyüklüğünü gösterir. Peygamberimize olan yakınlığımızı gösterir. Bir mümin, peygamberini Allah’tan dolayı sever. Allah’ın bir parçası gibi sevmek ile Allah’tan dolayı sevmek arasında fark vardır. Efendimiz de insanlardan bir insandır ama O demirlerin arasındaki som altın gibidir. Peygamberimizin büyüklüğü, hayatının yaşayan nurdan olmasından kaynaklanıyor, 23 sene içerisinde insanlık tarihinde eşi ve benzeri görülmeyen büyük değişiklikler meydana getirmesinden kaynaklanıyor. O’nun ahlakının zirvede olmasından, kendisi, ailesi çocukları muhtaç olduğu halde elindekini avucundakini komşusu ile paylaşmasından kaynaklanıyor. Adalet, merhamet, doğruluk, sabır, cesaret, hoşgörü meziyetler gibi tüm bu özelliklerin hepsinin yüzde yüzünün kendisinde olmasından kaynaklanıyor. Peygamberimizin büyüklüğü hukuk karşısında tüm insanlara hiçbir ayırım yapmadan, eşit tutmasından kaynaklanıyor.” dedi.
NEWYORK’TA MUHAMMED (SAV) ÇEŞMESİ
Konuşmasında Peygamberimizin önemli bazı sıfatlarına vurgu yapan Akgül, bunların başında ‘doğru sözlü olması ile hak ve hukuk karşısında ki hassasiyetler olduğunu belirtti. Prof. Akgül, O’nun, doğruluğun timsali olduğunu, Peygamber olduktan sonra değil, ondan önce de bu konuda ‘emin ve dürüst’ olduğunu vurgulayarak, “Sahabelerinden biri; ‘Ya Resûlullah bana öyle bir şey söyle ki, senden sonra bunu hiç kimseye sormayayım hayatımın sonuna kadar bu tavsiyenizi tutayım’ diye sordu. Allah Resulü de buyurdular ki; Allah’a iman et ve doğru sözlü ol’dediğini anlattı. İmandan sonra gelen en önemli şey, doğruluktur. Peygamberimiz aynı zamanda, hak ve hukuk Peygamberi olmuştur’diyen Akgül ‘Dünya tarihinde insan haklarına bu kadar saygı duyan başka bir zât bulamazsınız. İçki ile mücadele eden bir kişi, kurum, kavim veya bir millet araştırdıklarında 14 asır öncesinden Peygamberimizi tespit ediyorlar ve New York’ta adına ‘Muhammed Çeşmesi’ verilen bir çeşme yaptırıyorlar. İnsan, tanımadığının bilmediğinin düşmanıdır. Bugün dünyada Peygamberimize, Kur’an-a, İslam’a karşı sergilenen düşmanca tavırlar, tanımamak ve bilmemekten dolayı kaynaklanıyor. Özellikle Avustralya’da yaşayan toplumumuzun ve müminlerin, bu şuurla hareket etmesi çok önemlidir.”dedi.
Konuşmanın sonunda çeşitli sorulara cevaplar verildi. Bu arada söz konusu konferans, 11 Nisan Cuma günü Melbourne’da yapılacak. Serenity Reception salonunda gerçekleşecek olan konferans, akşam 19.00’da başlayacak.