Dr. Fevzi Özgönül, Meydan Gazetesi’ndeki köşesinde soruları cevaplıyor.. SORU: SEHER D. Hocam merhaba, meyve ve sebzeyi çok seven biriyim fakat son zamanlarda doğallıklarından iyice şüphe etmeye başladım. Meyve ve sebzelerde bulunan hormon ve ilaç kalıntıları kansere yol açar mı? Nasıl dikkat etmeliyiz? CEVAP: Maalesef duyduklarınız doğru. Son yıllarda tarımda çok fazla kimyasal kullanılmaya başlandı. Bu konuyu Sn. Yavuz Dizdar hocamız da elinden geldiğince gündemde tutmaya gayret ediyor. Sebze ve meyvede 2 önemli tehlike var.
1. Tehlike, ekilen yabani otlar büyük bir titizlikle temizlenirken artık kolay yoldan kimyasallarla yok edilmeye çalışılıyor. Haliyle bu kimyasallar, yediğimiz sebze ve meyvelerden zehir olarak vücudumuza alınıyor. Bu kimyasalların büyük bir kısmı ise kanserojen özellikte olduğu için ayrıca tehlike saçıyor.
2. Tehlike ise genetiğiyle oynanarak daha yüksek verimde tarım yapmaya çalışılmasından kaynaklanıyor. Genetik, bir nevi bilgisayar yazılımı gibidir. Dünyadaki bütün canlı varlıklar genetik şifreyle birbiriyle iletişim kurarlar. Siz bu şifreleri değiştirirseniz vücudunuz da yediğiniz gıdalarla iletişime geçemez ve sanki yazılımı farklı bir dosyayı bilgisayarınıza yüklemiş olduğunuzda bilgisayarınız o dosyayı tanımadığı gibi, bedeniniz de bu gıdayı tanımaz ve siz hem sindirim problemi yaşarsınız hem de yabancı olduğunuz bu gıda size zarar verebilir. Hatta sizde kanserojen etki bile yapabilir. Bu nedenle GDO’lu dediğimiz yani genetiği değiştirilmiş olarak üretilen gıdalar bize zarar verir. Bunları tanımamız zor olsa bile, genel olarak kokusu, tadı ve görüntüsüne bakarak anlayabiliriz. Eğer mevsiminde aldığınız bir meyve veya sebze alıştığınız renkte, görüntüde veya kokuda değilse o sebze ve meyveden uzak durmanızı tavsiye ederiz.
GÖBEĞİMİ ERİTEMİYORUM
SORU: ERTUĞ T.
Merhaba, ben 20 yaşındayım. Boyum 1.91, kilom 95’ti. 2 ayda 15 kilo verdim. Şu an 80 kiloyum. Karnımın büyük bir kısmı eridi ama hâlâ göbeğim var. Günlük koşularımı yapıyorum. Bazen 2 kere çıktığım oluyor ama hâlâ erimiyor. Ne yapmalıyım?
CEVAP: Spor yanında düzenli ve kaliteli beslenmek de kilo verme çabalarında önemlidir. Bu nedenle senin spora devam etmeni fakat bunun yanında bedenin için gerekli olan protein, yağ, vitamin minerallerden zengin sebze, et ürünleri ve meyvelerden de gündüz öğünlerinde beslenmeni öneririm. Sadece spor yaparak kilo vermek bedenimizin kendisini korumak adına oluşturduğu göbek ve kalça yağlarından da geçmesi için yeterli olmaz. Onu doğru ve besleyici gıdalar ile beslememiz de gereklidir.
PAPATYA ÇAYININ ÇOĞU ZARAR MI?
SORU: FİGEN K.
Merhaba, kızım 15 aylık. O ve eşimle birlikte kahvaltıda her gün papatya ve adaçayı içiyorduk ama her gün içmenin sakıncalı olabileceğini düşündüm ve bıraktım. İçmeye devam edelim mi?
CEVAP: Papatya çayı kafein içermediği için içilebilen güzel bir çaydır fakat papatya çayında kumarin adında bir madde mevcut. Bu madde kanın akışkanlığını arttırıyor. Dolayısıyla kanama diyatezi olan ve kanında pıhtılaşma sorunu olan kişilerde çok tüketilmesi yarardan çok zarar oluşturabiliyor. Ayrıca uzun süreli kullanımlarda nadiren de olsa alerji oluşturabilmektedir. Bu nedenle önerimiz hiçbir gıdayı uzun süre tüketmemeliyiz. Ara sıra değişimli olarak içtiğimiz çaylar çok daha güvenceli olur.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
* Çok fazla yemek yediğinizde duyma kalitesinin düşeceğini,
* Sabah kalktığımızda boyumuzun 1 cm daha uzun olduğunu…
NE ZAMAN ZAYIFLARIZ?
* Diyet kelimesinin bedel ödemek anlamına geldiğini hatırladığımızda,
* Yemek yerken sadece doymak değil bedenimizi güçlendirmek zorunda olduğumuzu anladığımızda…Dr. Fevzi Özgönül’ün Meydan Gazetesi’ndeki yazısı için tıklayınız..