Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı belediye başkanlığı döneminden itibaren takip ettiğini ifade eden Unsworth, şimdi ise ‘despot’ olduğunu iddia ederek; İpek Medya Grubu’na yapılan polis baskınını ‘çok vahim bir gelişme’ olarak değerlendirdi. Barry Unsworth; “Bir gazetecinin hapse atılması bize çok yabancı bir uygulama. Avustralyalı gazeteci Greste’i hapse atan Mısır’da, gazetecilerin yaşadığı sıkıntılarla yakından ilgileniyoruz. Greste için büyük endişeler yaşadık. Türkiye’de de hapse atılan Türk gazeteciler için aynı endişeler söz konusu” dedi.
Türkiye’deki antidemokratik uygulamalar ve özgür basını susturma girişimlerine Avustralya’nın önemli siyaset adamlarından Barry Unsworth sert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile daha önce 3 kez görüşmüş olan NSW Eski Başbakanı Unsworth, Erdoğan’ın Hizmet hareketine tavır almasının kabul edilemez olduğunu dile getirerek; “Birçok insan gibi ben de, özgürlükler konusundaki duruşundan dolayı, Tayyip Erdoğan’a büyük bir hayranlık duymuştum. Ama medyayı susturmak amacıyla, medyaya yapılan operasyon ve gazetecilere yapılan baskıyı endişeyle izliyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin özgürlükleri kısıtlayıcı adımlar atmasını endişe verici bulduğunu söyleyen Eski Başbakan Unsworth, “Türkiye despotik bir sisteme doğru kayıyor” dedi. 1 Kasım’da yapılacak genel seçimlerin hemen öncesinde, İpek Medya Grubu’na yapılan polis baskınını ‘çok vahim bir gelişme’ olarak değerlendiren Eski Başbakan Barrie Unsworth, Türkiye’deki gelişmeleri ve özellikle medyaya yapılan baskınları endişe ve dikkatle takip ettiklerini söyledi. Erdoğan’ı belediye başkanlığı döneminden itibaren takip ettiğini ifade eden Unsworth, kendisinin ciddi bir değişim yaşadığını ve şimdi ise ‘despot’ olduğunu iddia etti. Unsworth, başarılı bir politikacı olan Erdoğan’ın despotluğa varan ciddi bir değişim geçirdiğine inandığını söylerek; “Benim gözlemlerime göre aradan geçen yıllar içinde Erdoğan belirgin bir değişim yaşadı. İlk zamanlar demokrat bir görünüme sahipti. İstanbul’un belediye başkanıydı. Bir politikacı olarak başarılıydı. Türkiye’ye yeni bir düzen getirdi. Herkes bunları büyük bir memnuniyetle karşıladı. Şimdi de her şeyi kendi kontrolü altına almanın peşinde. Bu durumun tek bir tarifi vardır ki, bu da onun bir ‘despot’ olduğudur. Peki despotlar iktidarda nasıl kalırlar? Muhaliflerini susturarak. Türkiye’de de şuan yapılan da budur” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELERİ ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ
Gelecek seçimlerde dünyanın dikkatinin Türkiye üzerinde olacağını söyleyen Unsworth, endişelerini şu sözlerle dile getirdi: “Türkiye’de medyanın baskı altına alınmaya çalışıldığı ve bu baskının 1 Kasım’da yapılacak olan seçimleri kazanabilmek için kullanılacağı yönünde endişemiz var. Bu yüzden dünyanın gözü Türkiye’de yapılacak olan bu seçimlerin üzerinde olacak. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Çünkü bu bölgede Türkiye büyük bir önem taşıyor. Eğer özgür bir medya olmazsa, insanlar Türkiye’de neler olup bittiği hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirler ki? Sadece hükümet yanlısı medyaya enformasyon verme hakkı tanınması adil olabilir mi? Bu çok endişe verici bir durum. Türkiye’yi iki defa ziyaret ettim. Benim ailemin bütün üyeleri Türkiye’ye gittiler. Kendimizi Türkiye’nin harika bir ülke olduğunu düşünen insanlar olarak değerlendiriyoruz. Çok sayıda Türk göçmenin yaşadığı bir ülke olan Avustralya’da Türkiye’yi dost olmamız gereken bir ülke olarak görüyoruz” diye konuşan eski Başbakan Unsworth, ülkenin içinde bulunduğu durumun sadece Türk halkı için değil; aynı zamanda Türkiye’nin dostları için de endişe verici şekilde olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin bölgesinde son derece önemli bir ülke olduğunun altını çizen Unsworth, “10 yıl önce Başbakan olarak Avustralya’ya geldiğinde Erdoğan ile de görüştüm. Bu yüzden Türkiye’ye karşı bir yakınlık duyuyorum. Ancak son zamanlarda Türkiye’de yaşanan olaylar beni çok üzüyor. Medyaya yapılan baskınlar, hükümet muhalifi seslerin kesilmesi girişimleri var. 1 Kasım tarihinde özgür ve adil bir seçim yerine, hükümetin muhalefeti baskı altına alma ve kendisine karşı olan bütün yorumları susturma girişimleri var. Avustralya’daki sivil toplum için çok üzücü bir durum. Bu insanların duygularını paylaşıyorum” dedi.
AVUSTRALYA’DA EN SON 50 YIL ÖNCE BİR GAZETECİ HAPSE ATILMIŞTI
Avustralya’da oldukça heyecanlı ve tansiyonu yüksek seçim ve siyasi tartışmaların söz konusu olduğunu belirten eski başbakan, buna rağmen gazetecileri hapse atmanın hiçbir zaman bir seçenek olarak görülmediğinin altını çizdi. Unsworth, “Bir gazetecinin hapse atılması bize çok yabancı bir uygulama. Şu anda, daha önce Avustralyalı gazeteci Greste’nin hapse atılmış oluğu Mısır’da, gazetecilerin yaşadığı sıkıntılarla yakından ilgileniyoruz. Greste için büyük endişeler yaşadık. Türkiye’de de hapse atılan Türk gazeteciler için aynı endişeler söz konusu. Bizim Mısır’daki Avustralyalı gazeteci için duyduğumuz endişe, Türkiye’de hapiste olan, susturulan gazeteciler için de geçerlidir. Gazeteciler, ‘Sıra ne zaman bana da gelecek’ endişesi içinde olmamalılar; bu çok kötü bir durum” ifadelerini kullandı. Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın halen hapiste tutulmasına da atıfta bulunan Unsworth, “Avustralya’da en son 50 – 60 yıl önce bir gazeteci hapse atılmıştı. Bu da ilk ve son defa gerçekleşmiş bir hadiseydi. Bizim Avustralya’da gazetecileri hapse atmak gibi bir uygulamamız yok” dedi.İpek Medya Grubu’na yapılan polis baskınının, Bugün Gazetesi’nde Türkiye’den IŞİD’e silah ve askeri malzeme gönderildiğine dair belge ve görüntüler içeren haberin hemen ardından gerçekleşmesini yorumlayan Unsworth, “ Açıkçası Türkiye ve Suriye birbirleriyle sınırları olan ülkeler. Suriye ve Irak’ın önemli bir bölümü de IŞİD tarafından kontrol altına alındı. Şu anda IŞİD ile halihazırdaki hükümet arasındaki ilişkiler konusunda Irak ve Suriye’deki gelişmelerle ilgili endişeler var. ” dedi.